2009’un en önemli 10 buluşu

2009 acısıyla tatlısıyla bitti. Bir çok şey yaşandı, her yıl olduğu gibi bu seneden de büyük umutlarımız olsa da geçtiğimiz yılda tabii ki bir çok şey oldu ve haberdar olamadığımız konularda çoğunlukta diyebiliriz.

Bu yüzden bu tip haberleri okuyup bilmek genel kültür açısından iyidir diye düşünürüm hep; bir kaybı – zararı yok ki?.

2009 yılın da bir çok alanda önemli buluşlar oldu, fakat 2009 yılının en önemli buluşları  Time dergisine ve bir bilimadıma göre şunlar:

1. İnsan epigenomunun şifresi çözüldü: İnsan geninin şifresini çözme umudu, yaklaşık 10 yıl önce tüm insani kalıtsal etkileri anlamaya yönelik umutları körüklemişti. Ancak, hastalıklar ve genler arasındaki ilişkinin düşünülenden çok daha karmaşık olduğu görüldü. Genlerin davranışı

çevresel faktörlerden etkilenebiliyor ve değişiklikler bir sonraki nesile geçebiliyor. Örneğin, gençliğinde sigara içen insanların çocuklarının erken ergenliğe girme riskini artıran belirli epigenetik değişiklikler taşıdığı belirtiliyor. Ekim ayında, Joseph Ecker’in önderliğindeki çalışma grubu, detaylı insan epigenom haritası üretmek için insan cildi ve kök hücreler üzerinde çalıştılar. Nature dergisinde yayınlan çalışmada, bunu hastalıklı hücrelerin epigenomlarıyla karşılaştırarak, bilimadamları epigenomdaki sorunların nasıl kanser ya da diğer hastalıklara yol açabildiğini anlamaya çalıştılar.

2.Renk körlüğünün şifası gen tedavisi: Eylül ayında Nature dergisinde yer alan çalışmada, gözbilimciler, kırmızı ve yeşil rengi ayırt edebilmeleri için renk körü iki farenin gözlerinin içine renk belirleyici proteinler enjekte ettiler. Sonuçlar çok şaşırtıcıydı. Bunun insanlarda da başarılı olabileceğini belirten araştırmacılar, bir gün renk körlüğünün tedavi edileceğini açıkladılar.

3.Bilimadamı robot: Evet ismi “Adam” olan bu robotun laboratuarda kendi başına deneyler yapıp bu deneylerin sonuçlarını değerlendirip sonuca gidebilen bir robot. Bu ilk robotun geliştirilmesini sağlayan ekibin başında Aberystwyth Üniversitesi’nden Profesör Ross King bulunuyor. O, eninde sonunda insanlarla robotların laboratuarda beraber çalışmalarını umduğunu belirtiyor. Aberystwyth Üniversitesi’nden ve Cambridge Üniversitesi’nden bilim insanları tarafından geliştirilen Adam, laboratuar çalışmalarındaki bilimsel sürecin her aşamasını insan müdahalesi olmadan gerçekleştirmesi için tasarlandığı ifade ediliyor. Adam’ın ilk deneysel çalışması da karmaşık yaşam sistemleri ile ilgili.

4. Karada ton balığı beslemek: Avustralya’da bir havuz dolusu ton balığı yumurtlamaya başladı ve 1 aydan daha uzun süre yumurtlamaya ara vermediler. Bilimadamları, göçebe ton balıklarının sayısının, 1950’den beri yüzde 90’dan daha fazla oranda düştüğüne inanıyorlar. Diğer Pasifik ton balıkları okyanus bölgelerinde yumurtluyorlar ve büyüyorlar. Ancak, kapalı havuzlarda balık beslemenin geleceğin ton balığı çiftlikleri şubelerine öncülük edeceği belirtildi.

5. Ayda su bulundu: NASA, Ay’da su oluğunu duyurdu. NASA’ da görevli bilim adamları, Ay’ın gölgede kalmış bölgelerinde önemli miktarda su ve diğer maddelerin bulunduğu dile getirdiler. 9 Ekim tarihinde Ay’ın yüzeyine bir roket fırlatan NASA,patlamanın havaya kaldırdığı toz bulutunda su molekülleri aranmıştı. İddia edildiği gibi Ay’da su bulunması halinde Ay’ın astronotlar için üs olarak kullanılması yolunu açabilecek.

Keşfi yapan araştırmacılar, Dünya’nın tek uydusu Ay’da iki ayrı tür su bulunduğunu belirterek, bunlardan birinin Ay yüzeyine çarpan buzdan meydana gelmiş göktaşları gibi bir dış kaynaktan geldiğini, diğerinin de tamamen Ay kaynaklı olduğunu düşünüyorlar.

6.Işınlama: Gerçekliğimiz Star Trek’e yaklaşıyor. Maryland Üniversitesi Joint Quantum Enstitüsü’nden bilimadamları, veriyi bir atomdan yaklaşık bir metre uzaklıktaki kabın içindeki diğer atoma başarılı bir şekilde ışınladılar. Halen atomdan atoma ışınlanma süper güvenli ve ultra hızlı bilgisayarlar yapmak için büyük bir etkiye sahip.

7.Büyük Hadron Çarpıştırıcısı: 2008 yılında devreye girip yüksek enerjili parçacık fiziği deneyleri yapılmasına imkân verecek bir projenin CERN’deki Avrupa Nükleer Araştırma Organizasyonu tarafından planlaması 25 yıl sürdü ve deneyin inşaası 10 milyar dolara mal oldu. Proje, Fransa-İsviçre sınırında, Cenevre yakınlarında, yerin 100 metre altında 27 kilometrelik dairevi bir tünel olarak inşa edildi. Çarpıştırıcı ileride kapasitesinin en üst düzeyine çıkarıldığında, parçacıkların tünellerde hızlandırılarak enerjilerinin 7 TeV’e çıkarılması ve karşılıklı olarak 14 TeV gücünde çarpıştırılması imkanı sağlayacak. Çarpışan parçacıkların dağılmasıyla çıkan atom altı parçacıklar incelenerek, maddenin yapısının anlaşılmasına çalışılıyor.

8. Yeni bir gezegen bulundu: Aralık ayında, uluslar arası gökbilimciler grubu, GJ 758 b olarak bilinen nesnenin, büyük bir gezegen ya da kahverengi cüce olarak da bilinen “başarısız olmuş bir yıldız” olabileceğini açıkladılar. Güneş benzeri yıldız GJ 758’in soluk eşinin Jüpiter’den 10 ila 40 kat daha büyük kütleye sahip olduğu tahmin ediliyor, Dünya’dan yalnızca 482 trilyon kilometrelik (5,1 ışıkyılı) mesafesiyle Samanyolu içerisinde yakın bir komşumuz olduğu görülüyor.

Bu buluş, hem Hawaii’de kurulu Subaru Teleskobu üzerinde yer alan dünyanın en yeni gezegen avlama aygıtı ile yapılan ilk keşfi, hem de üniversite tarafından ocak ayında duyurulan yeni bir araştırma işbirliğinin ilk meyvesini temsil ediyormuş.

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık