Gezi Notları: Düzköy aslında düz değilmiş!

Bu iğrenç espriyi rakımı neredeyse 1000 metre olan düzköy belediyesine bağlı doğankaya mahallesi toprakları üzerinde; Trabzon Gençlik Merkezinin organize edip desteklediği ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Yardımlaşma Platformundan öğrenci arkadaşlarla katıldığım Doğankaya İlköğretim Okulu’na yapılacak kırtasiye ve kitap yardımı için düzenlenen etkinlikte yaptım ve pişman değilim!

KTÜ‘de okuyup hala haberi olmayanlar var ise kısa bir açıklama yapayım: Karadeniz Teknik Üniversitesi Yardımlaşma Platformu üniversite bünyesinde bulunan kulüpler ile öğrenci temsilcilerinden bazılarının katkısıyla oluşturulmuş bir yardım platformu. Amacı daha önce ufak ufak başlanan yardıma muhtaç öğrenciler için toplanan yardımları daha büyütüp daha fazla kişiye ulaştırmak. Bunun ilk durağı da Düzköy’e bağlı bahsettiğim okulda gerçekleştirildi.

Öncelikle ulaşımdan bahsedeyim: yaklaşık 45 dk’da ulaştığımız okul yolunun büyük bir bölümü asfalt ve hızlı bir şekilde hareket edebiliyorsunuz. Belediyeye bağlı bir yer olduğu için otobüs servisleri de var ama kendi aracınızla gitmeniz daha iyi olur. Okul çevresinde market, camii, şadırcan, tuvalet, kahve vs. bulunmakta. Bu yüzden bazı konularda hiç sıkıntı çekmedik. :)

Düzköyde ilerlerken tek geçim kaynağının tarım olduğunu görmek çok kolay ama bizim gittiğimiz bu dönem de sanırım lahana üretimi had safhaya ulaşmış durumda diye gözlemledik. :) Ayrıca bir kaç hayvancılıkla uğraşan köy sakinleriyle görüştüğümüzde öğrendiğimiz şu: tarım dışı bu hayvancılığa destek var ve insanlar bu konuda yatırım yapmaya yeni yeni başlamış durumda…

Biz etkinliğe dönelim…

Bir çok okuldan daha iyi donanıma sahip bir okulla karşılaştık; köylülerin ilk katını kendi imkanlarıyla, ikinci katı köyün gurbette olan zenginlerinin katkılarıyla ve son katını da Milli Eğitim Bakanlığının desteğiyle yaptığını öğreniyoruz. Eskiden ilkokul olarak öğrenim yapan okul yıkılıp yerine bu modern 3 katlı okul yapılmış; içerisinde ise bir okulda olması gereken her şey var: anaokulu, oyun salonu, mutfak, bilgisayar odası, öğretmen odası vs. vs. vs. Bu da tabii ki Milli Eğitim Bakanlığının son yıllarda yaptığı projeler neticesinde hayat bulan şeyler. Tabii ki bu bolluk ve imkanlar içerisinde öğrencilerin durumu benzerlik göstermiyor. Kitap ve kırtasiye yardımı yapılmasının ana sebeplerinden biri de bu.

Çocuklarla hemen kaynaştık. Zaten karadeniz insanı bu konuda sıkıntı çekmiyor; ayrıca saf duygular içerisindeki çocukların kendilerini açması için böyle bir ortamı iyi değerlendirmeyi düşünmeseler bile istemeden bunu gerçekleştirmeye çalışmaları takdire şayan. Onlarla okul bahçesinde, mezarlıklarla komşu olmamıza rağmen oyunlar oynadık, kampanyaya katılan ktüden öğrencilerin düzenlemiş olduğu mini konferansı takip ettik, müdür bey ile gençlik meclisinden konuşmacıların konuşmalarını dinledik ve hep beraber ufak bir yemek yedik. Okul öğretmenlerinin yakın ilgi ve alakası da bizleri sevindirdi. Öğretmenlerin köyde kalmadığını ve akçaabattan okula geldiklerini öğrendiğimizde artık bu köyde sıranın bir lojman yapılmasına geldiğini düşündük ki bakalım o konuda ilerleyen yıllarda neler yapabilecekler. :)

Gelelim en önemli konuya:
Yardımda bulunmak çok güzel bir duygu. Ama en önemlisi şükretmek tabii ki. İnsan şükrediyor bu ortamları gördüğünde; ne ortamlarda okuduğumuzu, ne imkanlarımız olduğunu görüyoruz ve insan biraz daha vicdan yapıyor ve şükrediyor.
Küçücük saf yüzlerdeki o pırıltılı gözlerde gördüğünüz ışık ve yüzlerine yansıyan tatlı gülümseme ile saatler geçirmek hiç sizi rahatsız etmiyor.

Katılan arkadaşların hepsi de memnun ayrıldı; ben de çok memnun ayrıldım.

Özellikle sosyal sorumluluk projelerine katılmanızı öneririm; çünkü asıl duygusallık, amatör ruhla profesyonelleşme ve gerçek arkadaşlıklar burada kazanılabiliyor.

Bu yardımı yapan ve katılan herkese teşekkürler.
Okuduğunuz için de sizlere teşekkürler. :)

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık