Bugün, ktü fan sayfamızda bir ileti yazmıştım: gerçek aşk nedir? diye.. Onlarca cevap geldi, tabii bir çoğu üniversiteli yaralı kuşların tahmin edilebilecek cevaplarından oluşuyordu: aşk yoktur…
Velhasıl, ben de biraz google de aradım… Çünkü artık herşeyi google de arar olduk ya biz. :) İlginç sonuçlar çıktı, aralarında gerçek aşk nerededir sizce diye soranlar bile vardı. :) Komik bir durum… Ama güzel bir yazı da buldum, sizlerle paylaşmak istedim.
İşte, gerçek aşk nedir? Aslında, aşk nedir?
Aşk Nedir?
Elle tutulmaz gözle görülmez bir şey diye tanımlarsak aşkı, o zaman yaşanan somut acılar, güzellikler neyin nesidir?
Tek başına aşkı tanımlamak her şeyden soyutlamak mümkün mü?
Hayır!
Ama şu var ki; aşk artık plastik gibi bir şey günümüzde… Her ne kadar farkında olmasak da, dünyada yaşanan suniliğe doğru gidiş, aşkın etrafını da sardı sarmaladı…
Aşk aslında hayatın bize hazırladığı en güzel sürprizdir!
Ve bu yüzdende kalpleri ne zaman ele geçireceği belli değildir. Daha ne olduğunu bile anlayamadan onun hükümdarlığına giriverirsiniz.
Aşk; en yalın biçimde anlatılan tek kavramdır.
Onu anlatmak için sonu gelmez cümleler kurmanıza gerek bile yoktur.
Sevdiğiniz zaman akan sular durur! Küçücük bir çocuk bile sizi rahatlıkla anlayabilir, çünkü aşkın dili “tek”tir.
Aşkın zamanını biz ayarlayabilseydik eğer, aşkın sırrını da çözerdik elbet.
Ama o zaman aşkın insanı alıp götüren o büyüsü de tamamen kaybolurdu.
Aşk, hayata karşı işlenen en güzel ve en doğru suç ortaklığıdır!
Aşk, hayatın bütün tekdüzeliğine, bütün sıradanlığına, en soylu başkaldırıdır.
Ondan korkup kaçmak seviyorum diyene yakışmaz. Bu karşınızdakine haksızlık, kendinize de saygısızlık olur.
İnsan sonuna kadar savunmalı aşkını, karşılık görmese de, acı çekeceğini hissetse de, yarın terk edileceğini bilse de, ailesini karşısına alacağını bilse de taviz vermemeli aşkından! “Seni Seviyorum” diyebilmeli göğsünü gere gere ve şartlar ne olursa olsun sahip çıkabilmeli sevdiğine!
Aşk iste o zaman aşktır.
Bunun doğrusu yanlışı yoktur.
Çünkü doğru olan “aşk”ın kendisidir..!
Aşkın zamanı da yoktur.
Herhangi bir yerde, herhangi bir zaman diliminde, her halükârda ve hep hazırlıksız yakalar sizi…
Evli olmanız ya da bir ayrılığın taze yaralarını kurutmaya çalışmanız, bağlılıktan korkmanız, ailenizden çekinmeniz, hatta sevilenin hapse girmesi bile onun hiç mi hiç umurunda değildir.
O yüzden aşk bazen, bütün bunlara dayanabilme yetiniz, tek başınıza karşı gelebilme yürekliliğinizdir.
Bazen de yepyeni hayata geçebilmenizin tek yolu!
Aşkın ne zaman gelebileceği belli olmadığı gibi, ne zaman gideceği de belli değildir.
Fazla vakti yoktur bazen, uzun süre beklemeye ve bekletilmeye tahammülü de yoktur.
Deliler gibi seviyorsanız, bir başka göze bakmaya, bir başka tene dokunmaya tahammülü öylesine zordur ki aşkın..
Ama seviyorum deyip aslında sadece ve sadece kendini kandıranlar içinde bir o kadar kolay..!
Aşktan kaçmayın ve aşktan değil, aşkın kaçmasından korkun.
Doğruluğuna, yanlışlığına bakmadan sonuna kadar savunun aşkınızı!
Hayat kocaman bir yalansa madem…
O zaman bu kadar sahteliğin içinde doğru olan tek güzellik SEVMEKTİR!
Evet…
Aşk hayata karşı işlenilen “en doğru suç ortaklığıdır”…
Gerçek aşk cesaret ister, kocaman bir “yürek” ister…
Evet…
Aşk hayatın tekdüzeliğine, bütün sıradanlığına en “soylu” başkaldırıdır!
Evet…
Ondan korkup kaçmak gerçek sevene, seviyorum diyene yakışmaz!
Gerçek aşk, cinselliği karşınızdaki ile herhangi bir şekilde tadıp, doyuma ulaştığınızda, onu inkâr etmek demekte değildir…
Unutmayın ki;
Gerçek aşk zor olandır…
Gerçek aşk bekleyendir…
Siz siz olun;
Sakın sizi sevene haksızlık etmeyin.
Aksi takdirde bir gün gelir vebalini ağır ödersiniz…
Şu sayfadan (ç)alıntı: http://www.renklidergi.com/yasam/iliskiler/Gercek-Ask-Nedir