Kitap Eleştirisi: Kadı – İlber Ortaylı

kadı ilber ortaylı

Tarih denilince ilk akla gelen isimlerden Profesör İlber Ortaylı’nın ilk baskısı 1994’te Turhan Kitabevi tarafından çıkartılan Osmanlı Devleti’nde Kadı – İlber Ortaylı kitabının Kronik Kitap tarafından gözden geçirilmiş, yeni baskısı (2018) sayın savcım tarafından doğum günümde hediye edildi. Tarih, zaten sevdiğim bir alan; hukuk iş gereği belki de karşıma çıkan bir alan ve tabii ki Osmanlı tarihi daha çok şey öğrenmem(iz) gereken bir kategori iken böylesine önemli bir konu: Kadı adlı kitap yaklaşık 100 sayfalık boyutuyla karşımdaydı. Bu kısa ve öz eser yazarın Osmanlı devletindeki kadılar üzerine yaptığı araştırmaların kısa bir derlemesi niteliğinde.

Hukuk ve İdare Adamı Olarak Osmanlı Devleti’nde Kadı

Açıkçası Kadı’lar, merak ettiğim bir konuydu. Osmanlı hukuk tarihinin tam göbeğinde olduğunu düşündüğüm kadılar hakkında bugüne kadar elime pek bir eser geçmemişti, bulamamıştım; bunun bir sebebini de -İlber hocanın kitaptaki değimiyle- bu konunun akademik camiada pek konuşulmamasından anladım. İlber Hoca’da bu durumun farkında olacak ki, daha önce yazılmış üç makalesinden derlediği bir eser kaleme almış; bu eserinde kadıların tarihi ile birlikte yargı içerisindeki görevleri, tayinleri, görev süreleri, yargı bölgeleri ve yetkileri, yardımcıları, diğer memurları vs. gibi bir çok konuya değinmeye çalışmış ancak ayrıntıya fazla girmeden eseri sonlandırmıştır. (Acaba hoca bu kadar geniş bir yelpazeye sahip kadılık mecrasının deryasına dalmaktan çekindi mi?) Eserde bir çok yazara, değerli tarihçiye ve akademisyene (yabancılar da dahil) atıfların sık sık yapıldığını da ekleyeyim.

Osmanlı Devleti’nde Kadı – İlber Ortaylı kitabını kısa sürede bitirebilirsiniz.

Bu kısa ama bir o kadar da geniş pencereye açılan kapıyı okuyunca, kadılık makamının bildiğimden daha fazlasına sahip olduğunu gördüm; örneğin medrese eğitimi, tayin usulleri, süreleri, görevleri gibi konulardaki geniş kapsamı ifade eden yapısının yanında şaşırtan özelliklere sahip olması da -ki mesela klasik yargıçlık dışında bir nevi belediye reisliği görevi de varmış- beni heyecanlandırdı diyebilirim. (Eserin dipnotlarında bazı olaylarla ilgili örneklerde arşiv kaynaklarından aktarılması güzeldi) Kısa hacimli (112 sayfa) olması ilginç gelebilir ama bir o kadar da derin bir kuyuyu göz önüne sermesi, konuya ilginizi daha da artırabilir.

Kadı – İlber Ortaylı Kitabı Hakkında

Eser, her ne kadar içerdiği konu açısından farklı, alanında neredeyse ender bulunan ve kadılık mecrasını inceleyecekler açısından önemli olsa da eksiklikleri de var. Akademik dille yazılması, bazı okuyucular açısından sıkıntı yaşatacağı gibi, eski Türkçe ile (Osmanlıca sanırım) yazılan kısımların pek anlaşılamaması da kitap için büyük eksik, keşke tercümesini de ekleyebilseydi (ya da keşke Osmanlıca bilseydik değil mi? Yadigarımızı okuyamıyoruz). Detaylara fazla girmemesi, akademik makaleden güncellenmiş olması nedeniyle olabilir; bu açıdan kadının sosyal – idari fonksiyonları ile birlikte 14 asırlık İslam tarihi içerisindeki evrimi tam olarak gözönüne alınmadan, üstün körü bir şekilde geçilmesi, kadılık makamının ne ölçüde miraz bıraktığı veya aldığı mirasa ne kadar bağlı kaldığı muallak kalmıştır. Fatih Sultan Mehmed Han ile Rum Mimar arasında geçen, adalet anlamından bizler için büyük bir payda taşıyan vâkıanın kitapta olmaması da ilgincime giden bir diğer konu.

Osmanlı Devleti’nde Kadı – İlber Ortaylı kitabı özellikle hukuk ile ilgilenenlerin okuması gereken bir kitap.

Velhasıl; İlber hocamızın literatüre güzel katkısı olan eser, meraklıların keyifle okuyacağı, hukukçuların özellikle okuması gereken, 1 – 2 günde bitirilebilecek, çerez tadında bir eser olmuştur. Kadı hakkında çok detaylı bir kitap olmasa da genel bir bilgi sahibi de olabiliyorsunuz; bu açıdan kadılık müessesesine kısa ve güzel bir giriş yapılan, sade bir çalışma olduğunu söyleyebilirim.

Kitaptan bazı alıntılar:

“Medeni hukuk davalarında Sultan bile kadı hükmünü kabule mecburdur.”

“Kadı ispat vasıtası için şahadetle yetinemez. Gerektiğinde keşif yapması gerekir. Bu gibi hallerde gereken tahkikat için gereğine göre muayyen kişilere emir verebilir. Mesela tabib ve cerrahlara bir ölünün, na’şını gözden geçirip tetkiklerini emreder, bu otopsidir. Bazı diğer konularla ilgili uzmanların tetkikini ister.”

“Kadı adaleti uygularken en iyi ve temiz bir şekilde giyinmeli, lâubali bir biçimde oturmamalı, taraflarla katiyen selamlaşmamalıdır.”

İyi okumalar şimdiden. :)

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık