Artık sıkmaya başladı… ” Kabak tadı vermeye başladı ” derler ya, bu laf bile yeterli aslında…
Metal fırtına ilk çıktığında ülkemizde büyük yankı uyandırdı ve bir anda bir kaç baskı çıkarılıp satıldı. Hatta şuan da filminin yapım çalışmaları da devam etmekte. Kurgu güzel, yazım güzel… Ama 4. kitaptan sonra çıkan bu 5. kitap gerçekten kabak tadı verdi diyebilirim…
Son kitapta Rahu adlı karakter dünyayı yönetirken o kadar güçlü, bilgili, akıllı gösterildi ki bize; bu kitapta onun aslında korkak vs. özelliklerinin sadece yansıtılması ve ilk kitaptaki saydığım özelliklerinin sanki yokmuş gibi davranılması sinirimi bozdu! Ve Burak Turna sanırım son zamanlarda popüler olan tapınak şövalyeleri vs. dengi kitapları çok okuyor ki; bu kitaba da onları serpiştirmeye çalıştı ama bana kalırsa pek başamadı ya da sönük kaldı.
Kitap aslına bakarsanız tek başına çok güzel, kurgu güzel… Bir çırpıda okuyabileceğiniz küçük bir kitap… ama daha önceki serilerinde bir elin parmağı kadar olmayan gri takım üyelerinin bir den 50 kişilik bir saldırı timine dönüşmesi ve birden bire kendilerini okyanusun ortasında bulmaları ( ya da bulmamız ) hoşuma gitmedi doğrusu..
Bu ve diğer saymadığım etkenler bana bu kitabın sırf para amacıyla, nasıl olsa satıyor düşüncesiyle yazıldığını düşündürüyor bana… Gerek yoktu yani.. Artık heyecanda kalmadı ama yayıncılar da aslında kitabın sattığının farkındaki kapağa ” çok istek gördüğü için serinin devam kitabı yazılmıştır ” denmiş. Ve kitabı bitirenler anlayacaktır ki seri daha bitmedi =) Şimdi olaya tapınak şövalyeleri ile almanya istihbaratını kattılar ( ki artık türk istihbaratını görmez olduk kitapta ) ki artık bundan da bir kaç seri kitabı çıkar herhalde =) Ve 4.kitapda sanırım yer alan ölü şövalyenin o mükemmel anlatımı ile nerdeyse ölmeyecek sandığımız halini göz önüne alınca, bu kitapta yer alan ikizinin 2 cümle de öldürülmesi; gerçekten ironik.
Fakat bu kitapta tapınak şövalyelerini de işin içine katarak yeni bir taktik denedi sanki burak turna; her bölümde farklı insanların karakterleri ile onların bulunduğu durumu okuduk… Aslına bakarsanız gri takım hakkında da o kadar fazla şey yazılmadı… Yani artık gri takım bitti gibi birşey, zaten gökhan birbağ baya yaşlandı izlenimi verilmeye çalışıldı bize…
Kısaca, kitabın yazılması büyük bir hata bana göre… Çok eksiklikler, tutarsızlıklar var… Ama akışı olan, bir çırpıda okunabilecek bir kitap. Serinin okuyucuları yine de kaçırmayacaktır ve okuyacaktır diye düşünüyorum. Ve bu kitapta özellikle 3. ve 4. kitaptaki hatalara düşülmeden, kitabı kendi halinde diğer seriden bağımsız düşünürsek: kalite daha yüksek tutulmuş… Bu da bir artısı diyebilirim.
iyi seyirler…