Ölümsüz Kahraman Gılgamış adlı eser, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları – İş Çocuk Klasikleri serisinden okuyucuyla buluşan, Gülay Sert tarafından uyarlanan, yaklaşık 78 sayfalık bir çocuk kitabı. İlk baskısını 2019 yılında yapan eserin elimde Aralık 2021 tarihli 3. baskısı mevcut. Orijinal adı Épopée de Gilgamesh olan, dünyanın en eski metinlerinden ve dünyanın ilk yazılı destanı Gılgamış hakkında bugüne kadar çeşitli roman – hikayeler ortaya çıkarılmıştı. Yaş ölçeği hakkında herhangi bir bilginin olmadığı bu kitabın ise ilk sayfasında sadece “genç okurlara uyarlanmıştır” cümlesi yer alıyor. Özgün dili Sümerce olan destanın çocuklar için kısaltılmış hikayesinin yer aldığı eseri güvenilir kitap siteleri üzerinde yaklaşık 15 Türk Lirası gibi bir fiyata bulabilirsiniz.
Ölümsüz Kahraman Gılgamış adlı eser, orijinal eseri ihtiva etmiyor: çocuklar için kısaltılmış ve uyarlanmış halini aktarıyor. Çünkü orijinal eserde çocukların okumaması gereken, yaş itibariyle olumsuz örnek olabilecek davranış ve içerikler yer alıyor. Eser her ne kadar benim yaşıma hitap etmese de çocuk kitaplarının son durumunu görmek, içerik konusunda bir olumsuzluk olup olmadığını incelemek için kendimce, bir otobüs yolculuğu sırasında okumak istedim: hem kısa hacmi hem de böylesine önemli bir destanın çocuk hikayesine nasıl çevrildiğini merak ettiğimden okumak istedim ve sizlerle görüşlerimi paylaşacağım.
Ölümsüz Kahraman Gılgamış Kitap İncelemesi
Ölümsüz Kahraman Gılgamış “merhaba dostum” hitabıyla başlıyor. Bu kısımda yazar destanın geçtiği dönemi, birçok destana – olaya – savaşa beşiklik etmiş Mezopotamya’nın konumunu ve o dönemde yaşananları, Sümerlerin hikayesini ve önemini, Gılgamış’ın kim olduğunu kısa bir şekilde okuyuculara (aslında çocuklara) anlatmaya çalışmış. Yalnız ilk eleştirilerim de adeta “giriş” veya “önsöz” olarak nitelendirebileceğimiz bu ilk kısım hakkında olacak: çünkü yazar bu kısımda, çok net bir şekilde çocuklar için olumsuz örnek olabilecek cümle ve kelimeler kullanmış.
Bunlar neler mesela? Örneğin “Sümerler Mezopotamya’ya nereden geldikleri henüz saptanamayan …” cümlesi gösterilebilir. Birçok tarihçinin “nereden geldikleri” konusunda hem fikir oldukları bir konuda, çocuk okuyuculara “şüpheli” bir durumu “bu kadar net bir şekilde” aktarmasını doğru bulmadım. Devamında gelen “… yenilikler yaratarak …” tespiti yine çocuklar için yanlış bir tercih: “yaratmak” kelimesini bu kadar kolay bir şekilde “net” ifade ederek kullanmak, bence yanlış.
Ölümsüz Kahraman Gılgamış adlı eserdeki yanlışların en büyüğü de sanırım şu cümle ile yapıldı: “Binlerce yıl boyunca dillerde dolaşan, birçok dile çevrilen hatta bazı bölümleri İncil, Tevrat ve Kuran gibi kutsal kitaplara geçen ilk destanları da elbette onlar (sümerler) yazmış…” (s. 9). Uyarlamayı yapan ve giriş kısmında okurlara seslenen Gülay Sert, bilmediği konularda boyundan büyük bir cümle kurarak hem çocukları yanlış yönlendirmiş hem de tartışmaları ön yargılı bir şekilde yorumlayıp çıkarımda bulunmuştur.
Kutsal kitabımız Kuran’da Gılgamış destanına atıf yoktur: sadece bazı “zorlamacı” yorumcular, Gılgamış destanı ile Kuran’da geçen bazı hadiselerin benzer olabileceklerini dile getirmiştir. Birçok tarihçinin Batı Asya’dan geldiğini söylediği Sümerler konusunda “nereden geldikleri bilinmeyen” diyen uyarlamacı, hakkında tartışmalar olan bir konuda net bir çıkarımda bulunup, “Sümerler Kuran’da yazan destanları ilk yazanlardır” gibi bir cümle kurmayı hangi akla hizmet kurdu, bilemiyorum. Çocuklarımıza bu kötülüğü yapmayalım…
Bunların yanında çocuklarımızdan uzak tutmamız gereken, kültürümüzden olmayan Örümcek Adam, Batman gibi kahramanlara atıf yapılması da gerçekten olumsuz bir durum gibi gözüktü bana. Çünkü, çocuk psikolojisiyle ilgilenenler daha iyi anlayacaktır; çocuklarımızın gerçek hayatlarında örnek alabilecekleri, onları yönlendirebilecek gerçek kahramanlara ihtiyaçları varken, çizgi film roman kahramanlarına benzeyen Gılgamış’ı yazması bir yana, “bizden olmayan” kahramanları da eklemesi, gerçekten bir diğer olumsuz bir durum.
Uyarlayıcının giriş kısmında okuyucuya hitap ettiği metinde son eksiklik: kitabı, bir çocuk okuyucuya okutup beğendikten sonra kitabı oluşturduğuna dair itirafıydı. Bu kitabı bir çocuk yerine, çocuklara hitap etmesi nedeniyle konu hakkında biz uzmana gösterilmesi daha doğru ve yerinde olabilirdi. İş Bankası gibi bir kurumun böyle bir eksikliği görmezden gelmesi bir diğer sorun. Çocukların doğrudan kişiliklerine etki edecek hikaye kitaplarının daha ciddi ve daha fazla sorumluluk alarak ortaya çıkarılması elzemdir.
Gelelim kitaba: Ölümsüz Kahraman Gılgamış adlı kitap, dünyanın en eski destanının kısaltılmış şekli demiştik. Burada bilmemiz gereken bir şey de var: söz konusu destan, günümüze tam olarak gelmedi. Halen eksik bölümleri var, bu bölümlerde ne yazdığını bilemiyoruz. Uyarlayıcı da eksik yerleri kendince (!?) doldurduğunu kitabın giriş kısmında bizlere hatırlatmıştı. Bu eksiklikleri ne yönde ve nasıl bir şekilde düzelttiğini bizlere aktarmadı ancak kitabı okurken bunu ben biraz anladım. Tribüne oynamış: “yakışıklı bir adam” veya “cazibeli ve akıllı kadın” cümlesi ne kadar önemli olabilir ki bir çocuk için? Bunu neden “özellikle” yazar? Tarihi metinde böyle bir ifade var mı? Cidden merak ediyorum…
Neredeyse mitolojik tanrılar ile bir tutulacak kadar güçlü olan destanımızın karakterlerinin birbirlerine “yakışıklı” diye hitap edeceklerini hiç ama hiç sanmıyorum. Bu durumda “yakışıklı” tercihinin çocuklar için değil de “ön yargılı” bir şekilde yazar tarafından uydurulduğu çok belli diye düşünüyorum. Bunun yanında okuma kalitesi açısından basit kelime hataları (“yerinde” yerine “yerinden” olacaktı, s. 4 veya “kapsının” yerine “kapısının” olacaktı, s. 50 gibi) ile cümle uyumsuzlukları (“Bu kaygı daha çok da korkuyla huzuru kaçan Gılgamış” s. 44 gibi) ve tekrara binen sahneler (s. 47’deki kararlılık muhabbetini 3 cümle peş peşe yazması komikti) paylaşması gibi akıcılığı bozan yerlerde vardı.
Ölümsüz Kahraman Gılgamış adlı eserde kahramanımız Gılgamış’ın arkadaşı olan Enkidu ile birlikte Humbaba ve Gökyüzü Boğası adlı masalsı yaratıklarla savaşları ve onları öldürmeleri sırasında yaşadıkları anlatılıyor. En iyi arkadaşı olan Enkidu’nun ölmesi ile Gılgamış ölümsüzlük arayışıne girer ve ölümsüz olan Utanapişti’ye ulaşır. Ondan sırrı öğrenmek ister ama bunun imkansız olduğunu öğrenir. Bu kısımlarda çocuklarımızın belkide farkında olmayacağını ancak biz yetişkinlerin fark edeceği bazı enstantaneler de var. Ben aslında bu yüzden diyorum: Kuran’ın Tevrat’tan alıntılandığını, Tevrat’ın da Gılgamış’tan alındığını söyleyen birçok inançsız insanın olayları farklı tartışmalara çektiği bir durumda, “ağaç yaş iken eğilir” düsturuyla çocuklarımızı bu tartışmanın arka planını bilmeden adeta “yönlendirmeye” hiç gerek yoktu.
Çocuklarımıza ya doğru bilgiyi verelim ya da gereksiz tartışmaların içine çekmeyelim: Kuran ne Tevrat’ı ne İncil’i reddeder; her ikisini de ilahi bulur. Gılgamış destanı hakkında 1914 yılında Arno Poebel tarafından bulunan asıl tablette “Çok tanrıcılığın bulunduğu iddia edilen çok önceki tarihlerde, yeryüzünde tek tanrı inancının bulunduğu, insanın balçıktan yaratıldığı ve Nuh Tufanı kahramanı Ziusudra isimli kişinin vahiylere her zaman saygılı ve dindar bir kral olduğu.” bilgileri yer almaktadır. Bu bilgi ve diğer tartışmalar bir arada değerlendirildiğinde kısır tartışmaların çocuklarımıza hiçbir yararı olmadığı gibi yazarın bu konuda taraflı davrandığını ve konuyu ciddi bir şekilde ele almadığı da ortadadır. Konu hakkında daha fazla yazmak isterdim ancak kitaptan çok fazla kopmak da istemiyorum.
Gelelim yeniden kitabımıza: Ölümsüz Kahraman Gılgamış adlı eseri çocuk hikayesi niteliğinde değerlendirdiğimizde; içerisinde resimle güldürü unsurlarını da barındırmadığı görülmektedir. Kağıt ve kapak kalitesi güzel olan kitabın kapak resmi ve renginin de çok doğru bir tercih olmadığı ortadadır. Kitabın içeriğinde yazı boyutlarının çocuklar için uygun olduğu görülürken, kitabın ağırlığının da hafif olması iyi bir tercihti. Her bölüme ait farklı başlıklar yer alırken, kitabın son kısmında öğüt verici, ders çıkarıcı yargılara yer verilmiştir. Türkçe kurallarına ve günlük konuşma diline uygun, anlaşılır ve sade bir dil kullanılırken, çocuklara kötü örnek olacak – yukarıda bahsettiğim – bazı argo kelimelerinde yer aldığı görülmektedir.
Gılgamış Destanı tartışmalara açık ve çocuklara doğru bir örnek değil
Ben bu tip masalsı kahramanları ikiye ayırıyorum: milli / kültürel kahramanlar ile yabancı kahramanlar. Özellikle milli kahramanların çocukların sosyal beceri kazanmalarında ve sosyalleşme sürecinde “kendi” ve “diğeri” arasında sağlıklı etkileşimde bulunmalarına ve kültürel değerlerin kuşaktan kuşağa aktarılmasına önemli katkı sağladıklarını düşünüyorum. Ancak yabancı kahramanlara bu kadar ön vermek, çok doğru bir tercih değil: hem kültürümüzle alakaları olmaması hem de kültürümüzün gelişiminin önünü kesmeleri nedeniyle çocuklar için olumlu olacağını sanmıyorum.
Uyarlayıcımız, Ölümsüz Kahraman Gılgamış adlı eserin son kısmında Veda adlı başlıkla okuyucuya sesleniyor. Bu kısımda Ninova yorumundan esinlenerek bulunan kil tabletlerin bir kısmı üzerinden yazdığı esere daha sonrasında bulunan kil tabletleri eklemediğini söyleyen uyarlamacı bir de mini sözlük hazırlayarak okuyucunun beğenisine sunmuş. Kaynakça kısmında ise kitabı hazırlarken yararlandığı 4 adet eserden bahseden uyarlamacının kaynak aldığı eserlerden bir tanesi, Gılgamış konusunda tartışmaların göbeğinde olan ve herkes tarafından Profesör olarak nitelendirilen ancak Profesör olmadığını söyleyen bir kadına ait kitaba ait! (Kitaptaki olumsuz örnekleri nereden aldığı belli yani). Devamında yazarımızın bir sayfalık biyografisi ile son kısımda İş Bankası Kültür Yayınları tarafından çıkarılan çocuk eserlerinin bir listesi yer alıyor.
Son tahlilde: ben açıkçası taraflı ve ön yargılı bir şekilde, amacı dışına çıkılarak, çocuk eğitimi konusunda gereken özen gösterilmeden, çocuklara olumsuz örnek olabilecek içerik barındıran bu eserin çocuklara okutulması taraftarı değilim.