Sessizlik şimdi, Sakla Kendini

kendine saklaİkna etmeye çalışırdı yanındakini , böyle zamanlarında ikisinin. Saplanıp kalmaması için sahipsizliğine, anlatmaya çalışırdı yüreğine.

Birileri kulağına fısıldarken geçmişini, hissettiği duygunun adı pişmanlık olduğundan beri, umduklarıydı aslında kimsesizliğinin sebebi . Açmak isterdi gözlerini belki de tutmak ellerini. Vardır ama her yürek de kimbilir çaresizliğine denk bir hikaye, sonu başka ömürlerin himayesinde. Bilirdi. Bildikleriyle yetinirdi. Susardı. Sustuklarıyla başkaldırırdı.

‘’Zor günler ardından gelecek sükunet değildir insanı huzura erdiren. Yorgunluğundandır insanlığın mutlu sandığı kendini. Toparlanıp ayağa kalktığında , yüzleştiklerin kaderin tekerrürü yada engebenin yüz üstü yere kapaklandığın yeridir. Belki de olası ömrünün tükendiğin anlarından biridir sadece. Her şeyin yolunda gittiği sanılan anlar aldatmacadır. Soluklanmak için verilmiş dar vakitlerdir… Merhametidir Tanrı’nın yada sonudur sabrın. ‘’

Susturdu gözlerinde ki hiddeti.
Direnmedi vicdanı.
Aldığı derin solukta tüketti iyi niyetini…

Çözdü gözlerindeki bağı: nefret nefret nefret ! gördüğü baştan sona nefret.

Ahali cümbüşte…
Rengini bulup yakasına iliştirme derdinde…
Oyun kartlarından mutluluklar inşa edilmiş..
Bedenleri karşılığında karnı aç kadınlarla takas edilmiş…
Çocuklar soytarılarına lanet etmiş…
Gurur babaları çoktan terk etmiş ve bebekler merhametsizlikten bilmem kaçıncı sıtmalarında can vermiş..

”Acı eşiği uslanmaz yaraların bağladığı kabuklarda nihayet bulduğunda , umutsuzluğun beşiğinde usul usul sallanırsın…güneş kıyamet gününe kadar elbet doğar fakat gözlerinde ki bağı çözecek elleri yokladığın rüzgarlar hiçbir zaman senden taraf esmez. Bunu kabullenmen gerekir… Evrendeki her hissin karşılığını buldurttuğu terazi, vicdanları köreltilmiş ellerin himayesindeyken , gölgelerin yoldaşlığındaki keder sanılmasın ki tek taraflıdır. Atılan her adım varılmak istenilen şehre değildir yada korkup kaçılan köşeler hayatın dönemeçleridir farkında olmazsın belki. Ama unutma… Sorgulamak doğrularının götürüsü iken anlamlandırmaya çalışmak yaşadıklarını , aynı doğruların kazdığı çukurun başındaki mezar taşıydı.’’

Sessizlik şimdi.

‘’Korkuyorum…
Beni bulmalarından çok onlara seni anlatacak zorunda kalmaktan…
Sakla kendini.’’

….

NOT: Yazıyı yazan ” As. Eb. Yil. ” a sonsuz teşekkürler. :)

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık