Dünyanın en çok oynanan mobil oyunlarından biri olan Angry Birds, 2009 yılından bu yana yaklaşık 1 milyar kez indirildi ve halen indirilmeye devam ediyor. Böyle bir oyun için Süper Mario vs. örneğinde olduğu gibi, bir sinema filmi oluşturmak kaçınılmaz sondu. Fakat bana göre geç kalındı; popülerliğinin başındayken bunu yapmaları daha mantıklı olurdu ama geç olsun güç olmasın hesabı ortaya Angry Birds Movie adlı bir animasyon filmi çıktı. Filmin senaryosu Alvin ve Sincaplar 1 ve 2 ile Simpsonlar başta olmak üzere pek çok animasyon projesinde kalem oynatmış olan Jon Vitti yer alırken, yönetmen koltuğunda ise nimasyon departmanlarının iki gedikli ismi Clay Kaytis ve Fergak Reilly yer alıyor. Yönetmenlerin ilk yönetmenlik deneyimi olan yapım oyuna bağlı kalınarak (bir tek filmdeki kuşların oyunlardan farklı olarak kolları var) beyazperdeye aktarılmış.
Filmin konusuna gelince; Uçamayan kuşların huzur içinde yaşadığı güzel bir adada huzuru olmayan belki de tek kuş, öfke problemini bir türlü yenememiş olan Red’dir. Red, Chuck ve Bomb adlı diğer iki kuşla birlikte sürekli olarak dışlanmaktadır. Bir gün adaya gemi dolusu domuz gelir. Adadakilere dostça davranan domuzlar kuşların güvenini kazanır. Ancak bir gece adadaki tüm yumurtaları çalarak kaçarlar. Ne yapacağını bilemez halde çaresiz kalan kuşlar, en başından beri domuzlara kuşkuyla yaklaşmış olan Red’den yardım isterler. Red’in çözümü bellidir, içlerindeki öfkeyi serbest bırakarak savaşmak! Ve olaylar gelişir…
Angry Birds, +7 yaş ve üzeri için piyasaya sürülmüş fakat bana göre bunda eksiklik var. Çünkü film, daha doğrusu yönetmenler çocuklara mı yetişkinlere mi hitap edelim konusunda kafa karışıklığı içindeydi sanırım. Bazen çocukça espriler varken bazen çocukların duymaması/görmemesi gereken hareketlere ve sözlere imza attı. Tabii bu karışıklık bazen domuz ve kuşların sağa sola popo salmalarına da neden oldu! Filmin baş aktörü, Red yani Kırmızı. Her zaman bizimde “içimizde” olan aykırı kişiliği iyi yansıtmış, Red. Tabela ile kavga ettiği sahne süperdi. Filmdeki slow motionlar ise ayrı bir hava katmış. Animasyon havası iyi oturtulurken, özellikle bebek kuşların sevimliliği görülmeye değerdi. Red’in yanı sıra Chuck’un da çok sevilen bir karakter olduğunu söylemem gerek; bir sahnesi tıpı X-Men Apocalypse filmindeki Quicksilver’in oynadığı sahne ile benzerdi. Oyunda yer alan üçe bölünen kuş neden yok diye düşünürken son sahnede istediğimi aldım; tabii bu devam filmi gelebilir muhabbetini de peşi sıra getirdi.
[box type=”success” align=”aligncenter” class=”” width=””]BU YAZIYI DA OKUMALISINIZ! Hezarfen – Süper bir Türk Animasyon![/box]
Gelelim filmin vermek istediği mesaja; yüce kartal’a yani her şeyi bilenin yanına gidip elleri boş dönmeleri bana insanlığın tarihin en eski zamanlarından beri bir elçiye olan muhtaç durumları ve karşılaştıklarını anımsattı: tabii animasyonda “herkes kendi bacağından asılır” denilerek kartal’a ihtiyaç duyulmadan hareket edildi. Daha doğrusu Kartal’a neredeyse tapılıyordu, sonra bir “insan” kurtarıcı oldu. İlginç bir denklem… Bunun dışında, filmi izleyen çocuklara evrimin olmadığı iyi anlatılmalı. Böyle şeylere çok çabuk inanıyorlar çünkü… Tabii her kuşun tek eşinin olması gibi güzel şeylerde var filmde. Yine de böyle bir film çevrilirken, Müslüman bir ülkede yayınlanacağı da hesaba katılabilirdi. Domuz mevzusuna ise hiç girmeye gerek yok gibi; çünkü oyunun formatı böyleydi. Domuz kralının “sakallı” olması neden tercih edildi, bunu da anlamlandırmak zor: bir mesaj mı verilmek istendi yine? Özellikle “saldırı” kararının alındığı sahnede Chuck’un resmen tüm bayan kuşlara asılması ve daha bir çok sahnede güzel kuşların Red’e bakıyormuş gibi yapıp başkasına baktıklarının anlaşıldığı sahneler yetişkinlere hitap eden, klasik sahnelerdi. Bunun gibi bir çok örnek daha var filmde.
Son söz: Angry Birds kuşlarının neden “kızgın” olduğunu anlamak için iyi bir senaryo, güzel bir kurgu ile beyaz perdede yerini almış bir animasyon filmi izledik. Eğlenceliydi.
Angry Birds Movie fragmanı:
İyi seyirler.