Sinekritik: Büyük Felaket (Deepwater Horizon)

deepwater_horizon_ver9_xlg

2010 yılının Nisan ayında BP’ye ait Deepwater Horizon petrol platformunun Meksika Körfezi’nde infilak etmesiyle doğa, son yılların en büyük çevre felaketlerinden birine tanık olmuştu. Bu okyanusta yaşanan ve 11 kişinin ölmesine 17 kişinin de yaralanmasına neden olan trajedinin sinema versiyonu tam tamına 156 milyon dolara mal oldu. Oyuncu kadrosunda Mark Wahlberg, Kate Hudson, John Malkovich, Dylan O’Brien, Kurt Russell gibi isimlerin yer aldığı yapımın yönetmen koltuğunda ise Peter Berg yer alıyor. Özellikle patlama seslerinin daha etkileyici olması için sinemada izlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunun yanında filmi 4 kişi sinemada izledik, salon boştu ama yan tarafta Bir Baba Hindu adlı bir film vardı; tam dolu salona oynadı. Ülke olarak “film keyfimizin” çok saçma olduğunu burada tekrar dile getirmem gerek. 

Deepwater Horizon’da yaşanan çevre felaketi üzerine çok şey söylenebilir. Benim başlarda merak ettiğim en önemli konu, yönetmenin BP’ye ne kadar “sallayacağı” yönündeydi. Bunu diyaloglar arasına yerleştirilmiş zekice cümleler ile geçiştirmekle yetindi, daha ötesine gidemedi: yani öldürücü darbeyi vuramadı. Fakat Deepwater Horizon’da hayatını kaybeden isimlerin filmde tek tek okunduğu sahne, film sonrası hayatını kaybedenlerin hayatlarından görüntüler olması hiç olmazsa “bir saygı duruşu” niteliğinde. 

Deepwater Horizon Sinekritik

Bu görüntü Deepwater Horizon kazası sonrası çekilen gerçek bir görüntüdür, filmle alakası yoktur.

Filmin konusuna gelincePetrol sondaj kulesi Deepwater Horizon’da çalışan 126 kişilik ekip, 20 Nisan 2010’da her zamanki gibi çalışmalarını sürdürmektedir. Hepsi vardiyanın sonuna gelip bir an önce karaya çıkmayı ve kendilerini bekleyenlere kavuşmayı arzu etmektedir. Ancak akşam saatlerinde yaşanan şiddetli patlamalar, herkesi büyük bir şoka uğratır. Durduralamayan ve sonrasında günlerce sürecek yangından sağ kurtulabilmek için mücadele eden ekip, cehennemi andıran bir ölüm kalım savaşının ortasında kalacaktır.

Kurt kelimesini sonuna kadar hak ediyor.

Yönetmen Peter Berg ve ekibi başarılı bir işe imza atmış; aslında fazla dallandırıp budaklamadan olayı üstün körü anlatmayı yeğlemişler ve bunu başardılar.  İlk yarıda gerilimi hissettiren diyalog ve sahneler; başarılı oyunculuk performansları seyir merakını arttırırken ikinci bölümde gelen başarılı aksiyon içeren kaza-yangın sahneleri izlenirliği hat safhaya çıkarıyor. Filmin başlarında teknik ifadelerden biraz sıkıldım ama ilerledikçe temposu arttı. Vizyonda iken sinemada değerlendirebileceğiniz bir yapım. Özellikle sinemada adeta olayın içindeymişim gibi izleyebilirsiniz. Fillmdeki o büyük patlamalar sinemayı inletti resmen. Kaliteli kadro da boşa gitmemiş. Filmin yönetmeni Berg, “Deepwater Horizon’daki erkek ve kadınlar fazlasıyla zeki ve maharetli. Sızıntıyı önlemek için ellerinden gelen herşeyi denediler. O gün petrol kulesinde kaybettiğimiz 11 insanı ve yaralananları unutmamak çok önemli. Sızıntının çektiği dikkat orada yaşanan tüm kahramanlıkları unutturdu. Bu film o hikâyeyi anlatmak için bir şans.” açıklamasında bulunmuştu.

[box type=”info” align=”” class=”” width=””]Deepwater Horizon’da yaşanan çevre felaketi ABD tarihindeki en büyük petrol kazasıdır. Meksika Körfezi’nde meydana gelen kazadan Mississippi Nehri deltası’da etkilenmiştir. Patlamadan 87 gün sonra kapatılabilen petrol kuyusundan varillerce petrol Meksika Körfezi’ne sızdı. Sızıntı başladıktan sonra 2.6 milyon galon (62 bin varil) ham petrol sızarken toplamda 87 gün sonunda 205.8 milyon galon sızıntı yaşandığı tahmin ediliyor. Olay sonrası BP’ye dava açıldı. BP petrol şirketi sebebiyet verdiği bu çevre felaketi için davalılarla tazminat konusunda anlaştı. Buna göre BP, aralarında balıkçılar, çevre sakinleri ve temizleme görevlilerinin de yer aldığı kesimlere toplamda 7.8 milyar dolar ödeyecek. Bu tazminat ABD eyalet yönetimini ve sondaj şirketlerini kapsamayacaktı. 2016 yılına gelindiğinde ise ABD’li bir federal mahkeme, BP’ye verilen 20 milyar dolarlık tazminat davasını onaylamıştır. BP’nin ödemesi gereken 20 milyar dolarlık cezayı ABD’nin 5 eyaletine 16 yıl gibi bir sürede ödeyeceğini belirtelim.[/box]

Film setinden bir görüntü.

Deepwater Horizon sadece çevre felaketi değil, ihmal ve hatalar zinciri sonucunda 11 kişinin hayatını kaybettiği bir olay. Filmde bu detayın üzerinde dikkatlice durulmuş; fakat BP’ye bitirici vuruş bir türlü yapılmadı, ayrıca yaşattığı çevre felaketinin üzerinde fazla durulmadı. En önemli can alıcı bu noktaların atlanması, bence büyük eksiklik. Herhangi bir sorunu göz ardı edemezsiniz, insanların hayatını tehlikeye atamazsınız, çevrenize duyarsız olamazsınız, bir çocuğu babasız bırakamazsınız, para için her türlü pisliği yapamazsınız…

Gerçek hayattan alınan filmlerin bende apayrı bir yeri var; bu yüzden çok yakın bir tarihi anlatması ve gerçek hikayeden esinlenmesi beni kendine çeken yönler oldu. Bazı sahnelerde ABD bayrağının gözümüze gözümüze sokulmasına Hollywood filmleri açısından alışkın olsak da; BP’ye öldürücü vuruşu bir türlü yapamamasının yanında BP’yi övmemesi de dikkat çekici yönleriydi. Belgesel tadında, diyalogların çok iyi olduğu durağan başlayan ve iyi devam eden bir film diyebiliriz.

İyi seyirler.

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık