Filmin orjinal ismi Knight and Day ve yönetmen koltuğunda ise benim 3:10 To Yuma filminden hatırladığım James Mangold var. Fazla yapması gereken bir şey yoktu aslında; bu tür filmlerde basitlik ön plandadır genellikle. Bir de oyuncuların komediyi ekrana yansıtmaları önemlidir. Cameron Diaz bunu zaten başarıyor, yüzü bu tür filmler için birebir. Fiziği ile de ekrana bağlıyor insanı diyebiliriz. Tom Cruise ise yaptığı işi aynen ekrana aktarmakla yetiniyor: alışkın olduğu ajan rolünü oynamak!
Filmin konusu ise; kendi halinde yaşayan bir bayanın, kız kardeşinin düğünü için girdiği stres içerisinde ona vereceği hediye için çırpınırken tesadüfen havaalanında tanıştığı bir ajan neticesinde başına gelen trajikomik olaylar anlatılıyor.
Filmde bilim kurgu sahneleri çok geçiştirildi; üstünde durulmadı diyebilirim. Fakat, filmde aksiyonu ve komediyi ayakta tutan bir bayan vardı: Diaz! Tom ise yakışıklılığının yanında, ona olan sevgisinden ötürü sürekli peşinde dolandı durdu ve sonunda birlikte dünyayı kurtardılar diyelim!. Filmde yine tipik, klasikleşmiş amerika – rusya ajan savaşından eserler görebiliyoruz.
Ve filmde ütopik ‘sınırsız enerji üreten pil’ varsayımı gerçekten aşırı hayal gücü!
Filmdeki diğer oyuncular pek ünlü değiller, ki çoğunu da bu filmde gördüm diyebilirim ilk kez. Film İMDB de 6.3 oy oranına sahipti bu yazıyı yazarken; benim oyumda 6.5 olsun. Boş zamanınızda keyifli bir vakit geçirmek istiyor ve sadece ‘ehhh bi film izleyeyim de’ diyorsanız, film izlerken kafa yormak istemiyorsanız: tam size göre diyebilirim! 117 milyon dolar gibi büyük bir bütçeye sahip olan film dünya çapında 236 milyon dolar toplayarak hiç olmazsa yapımcısını sevindirmişe benziyor!
İyi seyirler.