Sinekritik: İyi Şanslar Chuck

Filmler hakkında acaba ” ahlaki ” boyutları düşünerek bir yorumda bulunmak ne kadar doğru?. Çünkü şu var: filmleri izlerken yönlendirme yok, isteyen istediği filmi izleyebiliyor; ki en doğrusu da bu olmalı, insan özgürce filmini izlemeli… Fakat beni düşündüren; filmleri başkalarını da düşünerek ( ki haddimiz değil ) yorumlayabilir miyiz?.

Açıkcası, daha önce pek sinekritik okuyan biri değildim: sinema yazılarına bakmam, daha çok filmin hikayesini okurdum. Fakat bu filmi izlerken daha ilk dakikadan itibaren filmin konusundan, kurgusundan çok insanlara ne verebileceğini, nasıl bir katkısı olacağını, ahlaki boyutunu, 18 yaşından küçüklere ( ki aslında sadece çocukları değil, yetişkinleri de düşünmek gerek. ) göre film olup olmadığını düşünmeye başladım nedense…

Filmden umutluydum ama; izlemeden önce olumlu tepkiler gelmişti: en iyi romantik komedi filmidir gibi… Ve sinema sitelerindeki yorumlarda bunu destekler nitelikteydi. Benim açımdan sorun yok dedim, uyku öncesi hemen izlemeye başladım: ki açılış müziği de güzeldi, bunu belirteyim. ( Ki hemen buldum internetten, sonra kendi dailymotion hesabıma yükledim. İzlemek isteyenler için: http://www.dailymotion.com/video/xcrfpl_good-luck-chuck-never-be-lonely_music yüklemiştim tam ki dailymotion reddetti videoyu! :D Silindi video. Çok güldüm. internette goog luck chuck songs diye aratırsanız bulma şansınız yüksek!.)

Yazımın başında dediğim gibi, ilk sahneden itibaren beni sinemanın kendisi dışından düşüncelere bıraktırdı film. İlk sahnede çocuklar bir oyun oynuyorlardı, biz de çocukluk yaşadık: ayrıca merak ettim bu oyun onların kültürlerinde gerçekten var mı? ( oyun hakkında bilgi vermeyeyim, izlersiniz. ama +18 bir oyun ki 18 yaşından büyüklerde her halde oyunu oynamazlar, daha da ileri giderler :P ) Çünkü bu filmi izlediğim günün ertesi, yani bu yazıyı yazmadan önce arkadaşımın tezini yazarken ülkemizdeki eski oyunlar bölümünü bilgisayara geçiyordum. Ne kadar güzel oyunlarımız vardı eskiden diye tekrar tekrar şükrettim diyebilirim. Oyun çocuklar için uygun bir oyun değildi kesinlikle; filmin başlangıcı için daha ilgi çekici, eleştirilmeyen bir ” çocukca ” başlangıç yapılabilirdi: zaten kızın çocuğu lanetlemesi vs. komik bir durum oldu ki; film komik zaten diceksiniz: geçelim. : )

Filmde ilgimi çeken bir cümle olmuştu; ilişkiler nasıl yürür?. Cevap: Yalanla!!. Filmin içeriğinde hiç değinilmedi belki bu konuya ama gerçekten uzun uzadıya düşünülcek bir cümle idi; hemen 5 dk boyunca kendimi bu cümle içerisinde düşüncelere daldırdım. Temiz çıktığımı söyleyemiyorum çünkü ben de çok basit yalanlar söylemişimdir her halde; hatırlamadığım…

Konusunu da kabataslak anlatayım filmin; çocukken katıldığı bir oyun sonucunda istemediği bir kızla aynı dolaba girmek zorunda kalan Charlie , oyunun kurallarına uymaz ve kız tarafından ” güya ” lanetlenir. Aradan geçen yaklaşık 23 yıl sonra sevgilisiyle sahilde sevişirken ” aşk ” kelimesinden bahseder; kız arkadaşı onu bırakır. Sonrasında ise eski sevgilisinin kendisi hakkında bir yazı yazması ve bunu okuyan kızların sürekli onunla ilgilenmesi; sürekli aşkı arayan Charlie için içinden çıkılmaz bir durum olmaya başlamıştır. Bu kızların Charlie ile birlikte olmasının sebebi, sonrasında tanışacakları erkekle evlenecek olmalarıdır! Bunun farkında olan Charlie, aşkı bulduğu anda bu yüzden sevdiği kadını elde etmek için abuk subuk şeyler yapar ve sonunda kızın ondan uzaklaşmasına sebeb olur. Sonrasında aklı başına gelse de son anda yine kızın peşinden gider, 18bin dolarlık bir uçak bileti alır ve en başta yapması gerekeni: ” seni seviyorum ” u söyler. Ve mutlu son.

İlişkilerin ne kadar sıradanlaştığını bu filmle görüyoruz tekrar; ayrıca cinselliğin nasıl ön plana daha çok çıkartıldığını da… Az önce bu yazımı yazarken recep ivedik 3 filminin gişede yaptığı başarıyı okudum; şaşırdım!. Neden peki?. Cinselliği belki o filmde göremiyoruz ( bir ayı ) ama filmde hep bel altı espriler var… iyi şanslar chuck filminde de öyle espriler var ki bunlar yüzünden artık 4 yaşındaki çocuk bile bilmemesi gereken şeyleri biliyor… Bazı esprileri ise ben sadece arkadaş ortamlarında yaparken onlar koskoca salonda herkesin önünde yapabiliyorlar. Avrupalılar işte, medeniyet onlarda!!! Yardımseverliği bile cinsellikle bizlere göstermeleri ne kadar doğru, bilemiyorum!!! Ve tabii ki bu filmde Jessica Alba oynamasaydı yine bu kurgu ile bu kadar ilgi çeker miydi? ( Bu arada belirteyim: İMDB puanı 5.6 ! Ben ise 5.5 verdim. )

Farkındayım: filmden çok filmdeki görüntülerin bizlere yada çevremizdekilere kattıklarından ( ya da katamadıkların ) bahsedip durdum. Tabii ki farkındayım ( dejavu ) , filmde penguenler hakkında bir çok bilgi sahibi olduk, jessica alba gerçekten güzel bir kadın, dane cook ( başrol erkek oyuncusu: Charlie ) gerçekten komedi filmlerine yakışan bir yüz tipi var ve tabii ki fizik olarak da uygun bu tür romantik komedi filmlerine, ” herşey olacağına varır ” gibi kaderi de anlatan bir film olduğunun yani boş bir film(!) olmadığının… Fakat, nasıl anlatsam? Sinemanın daha etkin kullanılmasını istiyorum, bu kadar basitleştirilmesini istemiyorum. Cinsel öğelerin bolca olduğu , gereksiz filmler olsun istemiyorum; bu filmde bir çok sahne +18. Böyle bir sınırlaması ama yoktu filmin, eminim! Ama hepten hakkını yemeyelim filmin; bazı sahnelerde güzel esprilerde vardı, komik sahneler… Hele jessica albanın sakarlığını konuşturduğu ilginç sahneler yok mu, ben de güldüm. Ki bazı diğer sahnelerden ben de hoşlandım ; ) Ama…..

Daha iyi komedi filmleri izlediğime eminim; ama bu tür sinemayı yozlaştıran – hiç bir katkısı olmayan – boş vakit öldürmek için bir filme YOKUM!.

Oyum: 5.5

Sevgilinizle, kalabalık ortamlarda vs. izlemeyin; boş vaktiniz varsa ve başka seçeneğiniz yoksa + olarak da jessica alba hayranıysanız: kaçırmassınız zaten.

iyi seyirler.

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık