Sinekritik: Kara Kule

Kara Kule - Dark Tower

Stephen King’in özel bir hayran kitlesi var ve romanları gerçekten sıradışı. Aslında ünlü yazarın kitaplarının film haline getirilmemesi, okunması taraftarıyım ama… Yönetmenlerin de hayal gücünü açıkçası merak ediyorum. Uzun yıllardır çekilmesi planlanan Kara Kule, sonunda beyazperdeye aktarıldı. 2015 yılının sonlarına doğru açıklanan film ülkemizde 2017 ağustosunda sinemada yerini buldu. Yapımcılığını aynı zamanda romanın yazarı olan Stephen King ile daha önce de bir çok kitabın film uyarlamalarında yapımcı kadrosunda yer alan Ron Howard üstlendi. Yönetmen kadrosunda ise daha önce pek bir esprisini duymadığımız Nikolaj Arcel yer alıyor. Filmin oyuncu kadrosu ise iddialı: Idris Elba, Matthew McConaughey, Tom Taylor, Katheryn Winnick, Abbey Lee.

Dark Tower, 7 serilik bir romanın ilk sinemaya uyarlaması

Başlangıçta Javier Bardem’in düşürüldüğü silahşör karakterini Idris Elba oynadı. Stephen King’in The Dark Tower adlı roman serisinin sinema uyarlaması olan film, 1982 – 2012 yılları arasındaki 30 yıllık süreçte ortaya çıkan 7 ayrı kitaplık bir seriden ortaya çıkarıldı. Sinemaya aktarılacağı açıklandığında tabii ki serinin hayranları heyecanlandı ama izleyince hayal kırıklığına uğradıklarına eminim. Genç oyuncu Tom Taylor’un yaşından büyük bir oyunculuk oynadığını söylemek mümkün fakat senaryonun yetersiz olması, ünlü oyuncuları etkilemiş olacak ki Idris Elba, Matthew McConaughey ikilisi üst düzey bir oyunculuk sergilemedi.

DarkTower – Kara Kule filmi akıllara Yüzüklerin Efendisi’ni getirse de filmde yer alan bu sahte gerçekten muhteşem.

Kaldı ki seriyi okuyanlar bilirler: Roland yani silahşör karakteri etkileyici mavi gözleri ile bilinir. Kitapta siyahilerden oluşan Gilead krallığından bahseder. Bunlar filmde yoktu. Bu da Elba seçiminin ne kadar yanlış olduğunu, izleyici açısından gösteriyor. Yapımcı kadrosunda yer alan King’in, böyle bir senaryo ve tercihlere neden karşı çıkmadığını anlamak güç. Yani koskoca kitap yönetmenin insifiyatine bırakılarak çekilmiş. Serinin devamını bu açıdan merakla bekliyorum; bakalım yanlışlarından dönebilecekler mi? Kitabı okumayanlar açısından sıradan bir aksiyon – gerilim filmi olmuş diyebilirim. Ama kitaba bu ihanet neden?

Kara Kule filmi seri halinde devam edecek

Kara Kule ( Dark Tower) filminin bir diğer eksisi de koskoca serinin önemli bir kısmının 95 dakikada anlatılmak istenilmesi olmuş. Çok hızlı ilerlemesi, diyalogların çok ‘ezberci’ olması, çoğu sahnenin zorlama olduğu hissini uyandurması gibi eksiklikleri var. Kurgu ve akışında vasat olması, diğer eksiler. Normalde serinin ilk kitabı Kara Kule: Silahşör adıyla ülkemizde yayınlanmıştı; bu kitapta Silahşörleri daha yakından tanıyorduk. Fakat silahşörden ziyade çocuk karaktere çok ama çok fazla odaklanılması, bir diğer eksiklik.

Kara Kule – Dark Tower filminin iki ünlü oyuncusu filmde sık sık karşı karşıya geldiler.

Kitaptan uyarlama filmlerde genelde bir çok detay atlanır. Kitabı okuyanlarda pek memnun kalmaz. Yüzüklerin Efendisi gibi bir örnek ise bu durumun tam aksi olmuş; milyonlarca hayran elde etmişti. Orta Dünya denince de böyle bir film akla geliyor… İşte yönetmenin yapamadığı da bu oldu. Filmden akılda kalan bir söz: “Elimle nişan almam, eliyle nişan alan babasının yüzünü unutmuştur. Gözlerimle nişan alırım. Elimle ateş etmem. Eliyle ateş eden babasının yüzünü unutmuştur. Zihnimle ateş ederim. Silahımla öldürmem, silahıyla öldüren babasının yüzünü unutmuştur. YÜREĞİMLE ÖLDÜRÜRÜM.” Bu sözler bile çok duygusuz bir şekilde söylendi..

İşin özü: tanıtımda Stephen King ismini görüp, oyuncu kadrosuna baktığınızda en az 7/10 puanlık bir film hayal edebilirsiniz ama beklentilerin çok altında bir film olmuş. Serinin devam filminde yönetmen değişikliği bekliyorum. Bakalım neler olacak.

İyi seyirler.

 

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık