Kaçış planları yaparken pusuya düşürülüp yakalanan Selene, 12 sene buzun içerisinde yaşadıktan sonra ‘ansızın’ – sanırım ortaya çıkması gerekiyordu – ortaya çıktı ve bir an da karşısında çocuğu olduğunu öğrendiği Eve isimli melez kız çıktı; onu korumak için her şeyi yapacak olan selene, bu sırada umulmadık bir süprizle karşılaşacak ve ne yazık ki filmde tam bu kısımda, oldukça kısa bir sürede yani ( film ilk 10 dk yı saymazsak 65 dk sürüyor ) bitiyor. Filmin diğer serilerinden tipik olarak kalan Mavi, masmavi görsel paleti, olabildiğince sahte görünen CGI kurtadamlar, 13 senelik Matrix’ten alıntı dövüş ve silahlı çatışma sahneleri ve tabi ki Kate Beckinsale‘in gittikçe çirkinleşen görüntüsü.
Film kısa olduğu için pek bir şey söylemeye gerek yok; filmin hayranlarının beklentisini karşılayacak cinsten bir film olmuş ve evet filmin sonundan şunu anlıyoruz ki: devam filmi çekilmeye devam edecek. Bu filmde pek göremediğimiz Melez Micheal ile filme yeni katılmış melez Eve’nin neler yapabileceğini bir sonraki filmde öğrenecek gibiyiz. İnsanlarla vampirlerin savaşı bitmiş gibi gözüküyor; artık insan – lycan savaşlarına tanık olacağız. Yalnız hep savaş var; bir oturup durumu idare etme ya da ne bileyim diplomasi hiç yok. Arada polis işe karışıyor o kadar… Bu da filmin bir ilginç yanı.
Filmin hayranları dışındakilerin uzak durması gereken bir film; hele ki seriyi izlemeden bu filmi sakın izlemeyin. Serinin bu filmi; ilk İmax ve 3 boyut fırsatını da hayranlarına sağlıyor. Serinin yaratıcısı Len Wiseman, Total Recall’un (Gerçeğe Çağrı) yeniden yapımını bu film için erteledi. Ancak yönetmenlik koltuğuna kendisi oturmadı. İlk olarak Jalmari Helander’e yönetmenlik koltuğu teklif edildi ancak daha sonra Måns Mårlind ve Björn Stein’de karar kılındı. Film ülkemizde ise 180bin kişi tarafından sinemada izlendi.
Kendini aksiyon sahneleriyle izletebilen , Blade serisine rakip bir ‘bayan’ kahramanlı bu vampir, insan, kurtadam kapışması film için benim notum 5,5.
İyi seyirler.