Sinekritik: Taken 3

Taken-3

Taken-3Amerika’nın Rusya ile sorunu olduğunu biliyorduk; bu sorun sanırım sinema endüstrisine de son zamanlarda daha fazla yansımış durumda. Neden mi böyle diyorum? Yakın zamanlarda çekilen bir çok filmde Rus mafyası ile savaşan süper ajanlarla karşılaşıyoruz: önce Denzel Washington, sonra Keanu Reeves (tam olarak ajan sayılmazdı gerçi) ve şimdi de Taken 3. Kurgunun ortasında hep aynı düşman var: Rus mafyası. Onları öldürenler ise hep süper Amerikalı süper kahramanlarımız! Taken serisi, aksiyon severler için çok iyi bir başlangıç ile karşımıza çıkmıştı, sonrasında ise kendini kahramanımız bir ara İstanbul’da bulmuştu. Bana kalırsa İstanbul’da da bitmeliydi; ama filmin yapımcısı Luc Besson öyle düşünmemiş olacak ki yeni bir senaryo ile karşımızda ve görünen o ki bu son! Taken 3 Son kapışma filminin oyuncu kadrosunda Liam Neeson, Maggie Grace, Famke Janssen, Forest Whitaker, Dougray Scott gibi isimler var. Yönetmen ise filmlerinde genellikle oyuncu ile çok yakın olan ve neredeyse hiç yönetmenlik koltuğuna oturmayan Olivier Megaton yer alıyor.

Taken 3 filminin konusundan kısaca bahsetmek gerekirse: Ajanımızın Bryan Mills (Liam Neeson) artık sakin bir hayat yaşamaktadır ve ailesiyle daha fazla vakit ayırmaya çalışmaktadır. Fakat bir komplo neticesinde bir cinayetin suçsuz yere zanlısı olarak gösterilir. Mills, bütün tecrübesini ve yeteneklerini kullanarak gerçek suçluyu bulmak ve kendi adaletini sağlamak durumunda kalacaktır.

Liam Neeson çok yönlü bir aktör: fiziksel avantajı ve yeteneği sayesinde jedi’dan orta çağ şövalyesine, Rob Roya kadar bir dolu karizmatik ve savaşçı karakteri canlandırdı ama Luc Besson’un yapımcılığı yaptığı Taken serisi sayesinde bir anda aksiyon kahramanına döndü. Ki sonrasında bir kaç aksiyon filminde daha oyuncuyu izledik. Taken 1’in hızlı işleyişi, çatışmadan yakın dövüşe ve araba parçalamaya kadar uzanan aksiyon sahneleri yanında az biraz gerilim ve ilgi çekici ayrıntılarda film açısından seyir zevkini artırmıştı. Fakat Taken 3 seriye ekstra bir soluk katmıyor, bir level atlatmıyor, yeni bir heyecan yaşatmıyor. İlk başından itibaren her şeyin ortada olduğu, sıradan ve bir o kadar da aşırı klişelerin kullandığı bir yapım olmaktan öteye geçemedi. sırf heyecan yaşansın diye bir dolu gereksiz kovalamaca sahnesini de yedirmekten geri durmamışlar.

Taken 3 aksiyon severler için uykun kaçtığında oturup, elinde yiyecek bir şeylerle izlenilecek bir yapım olmaktan öteye gitmiyor. Liam Neeson gibi bir aktöre zorlama senaryolarda emekliye ayrılacağım ne kaparsam kardır mantığı ile para kazanayım tarzı işler yakışmıyor. Ha bir de: kötü adamlar niye hep aynı coğrafyadan çıkıyor? Yok mu Amerikalı suç örgütleri de illa Arnavut, Rus, çeçen diye gidiyorlar? Az kendi çöplüğünüzü temizleyin gayri…

İyi seyirler…

 

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık