503 (Beş Yüz Üç) adlı kitap Boy Yayınları tarafından okuyucuyla buluşturulan, Şair Hasan Sarı tarafından kaleme alınan şiirlerin yer aldığı bir edebiyat – şiir kitabı. İlk baskısını Kasım 2023 tarihinde yapan eseri internet üzerindeki güvenilir kitap siteleri ile yayınevinin web sitesi üzerinde maalesef bulamadım. Bana hediye olarak gelen kitabımızda yaklaşık 47 şiir bizleri karşılıyor.
503 (kapakta ve iç kapakta “Beş Yüz Üç” ifadesine de ayrıca yer verilmiş) ifadesi neyi kast ediyor bilemiyorum ancak şairimizin memleketi hasebiyle 53 plaka kodundan mı üretildi yoksa bir misafirhane odasında şiirler yazıldığı için mi böyle bir isim seçildi: bilemiyor ve kitaptan da öğrenemiyoruz. Ancak şu söylenebilir: eserde yer alan şiirlerin başlıklarında günümüzde çoğumuzun anlamını bilmediği Türkçe kelimeler seçilmiş ve bu benim ve siz değerli okuyucuların da ilk dikkati çeken olacaktı.
503 (Beş Yüz Üç) Kitap İncelemesi
503, toplamda 67 sayfalık, bir çırpıda okuyup bitirebileceğiniz bir şiir kitabı. Yazarın başka şiir kitapları var mı bilemiyorum ancak Google araştırmalarında başka bir şiir kitabını bulamadığımı ekleyeyim (farklı türde eserleri var). Bu kitabın bir diğer farklı yönü ise yazarın biyografisi ile önsöz kısmının da şiir tarzında yazılmasıydı. Tabii ki biyografi yerine eklenen şiirde yazarın memleketini, yaşını, doğum tarihini, ailesini vs. öğrenemiyoruz ancak kendisini en iyi şekilde şiirle anlatabileceğini düşündüğünden olsa gerek: şık ve anlamlı bir tercihle, şiirle biyografinin anlatılması, okuyucunun dikkati çekiyordu. Önsöz kısmı da şiirle yazılmıştı demiştik ki önsözün son mısralarını paylaşmak istiyorum:
“Dinleyecek ne çok şey keşfedeceğiz
Bir şiirin dinginliğinde coşup
Coşkunluğunda sakinleşsek
Hadi bakalım deneyelim”
Anlamlı bir giriş, okuyucuyla konuşan, yönlendiren, meraklandıran türden…
503 adlı şiir kitabımızda 47 adet şiir olduğunu söylemiştik: bu şiirlerin her birine yazar bir başlık vermiş ancak verilen bu başlık isimlerinin ben “Can, Mihval, Meymenet, Amiyane, Sirayet, Canhıraş, Sümeyye, Hezeyan, İnsaf” vs. adlı kelimelerin anlamlarını iyi biliyordum. Geri kalan başlıkların anlamlarını bilemiyorum; kontrol etmek için Google kullanmak zorunda kaldım. Örneğin “Munis, Perestiş, Tufeyli, Abis, Girye” vs. gibi başlıkların anlamlarını bilmiyordum. Bildiğim kelimelerin anlamları ile başlıkta yer alan şiirlerin birbirleriyle anlamlı bir bütünlük sağladığını düşünmüyorum ancak rast gele bu isimlerin başlık olarak kullanılması fikri de saçma geldiğinden, yazarın bir bildiği vardır veya aynı duyguyla şiirleri okumamış olabilirim diye yorumladım.
Kitapta yer alan şiirlerle başlıkların uyumsuz olduğunu düşünüyorum evet ancak bir ayrıntı daha var: başlıklardaki kelimelerin hiçbiri şiirlerin içeriğinde de yer almıyordu. Bu bir rastlantı mı yoksa bilerek mi böyle bir yol seçildi; onu da bilmiyorum. Şiirlerin neredeyse hepsinin birbirinden farklı konuları işlediğini, herhangi bir imla hatasına rastlamadığımı da eklemem gerek. Bir şiiri de örnek olarak yazımızda paylaşayım:
“Sürüklenip akalım
Nicesine
Şimdi bizden uzak
Ne varsa
Tek tek içimizde
Demek ki böyleymiş
Yaş aldıkça insan
Yol alırmış çocukluğuna” (s. 61)
Yazarımız, kitapta yer alan şiir başlıklarındaki kelimelerin anlamlarını birçok okurun bilemeyeceğini tahmin ederek şık ve yerinde bir hareketle kitabın sonuna bir sözlük eklemiş. Yazar, sözlük kısmında kelimelerin birden fazla anlamlarını okuyucuyla paylaşmış ancak benim burada bir önerim olacak: keşke, eğer başlığın şiir ile bağlantısı varsa, kelimenin şiirle olan bağlantısını çağrıştıracak anlamını sözlük kısmında kalın bir şekilde aktarabilirdi diye düşünüyorum.
Daha çok şaire ihtiyacımız var
503 adlı kitaptaki şiirlerin şiir tekniğine uygun olup olmadığını daha doğrusu herhangi bir teknikle yazılıp yazılmadığını yorumlayacak bilgiye sahip değilim (Şiir türüne uzak olmam da bir etken). Düş gücümüze, hayallerimize, gönlümüze seslenen ve okuyan kişiyi etkileyen bir sanat dalı olan şiir konusunda bu kitapta seslerin uyumlu ve hece / durak kurallarına uygun bir şekilde yazılıp yazılmadığını da bilmiyorum, açıkçası merak da etmedim. Tek yaptığım şiiri okurken, şiirin arka planındaki olası duyguyu yaşamaya çalışmak ve anlamak oldu: bunun için çabaladım.
Hızlı hızlı okuyup geçmeden, şiiri sesli bir şekilde tane tane okur gibi okudum, zaten kısa bir şiir kitabıydı. Yersiz tekrarlar, gereksiz uzatmalar yoktu: yalın ve sade bir şekilde yazılmıştı. Türkçe güzel kullanılmıştı. Eh, bu haliyle şiire uzak bir okuyucu için yeterli yetkinlikleri barındırıyordu.

503 adlı kitap, yazarın okuduğum ilk eseri. Google üzerinde yaptığım araştırmada farklı türlerde eserleri olduğunu da gördüm, en kısa zamanda temin edip onları da okumak istiyorum. Ülkemizde yazıya ve yazmaya verilen önemin daha da artmasını, bunun yanında okumaya verilen önemin de giderek artarak, daha çok okuyan bir neslin ortaya çıkmasını arzu ediyorum. Bu konuda özellikle hiç duyulmayan, popüler kültürden uzak, sadece yazmak ve aktarmak isteyen yazarlara da fırsat verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Umarım sayıları artar.
Şiir severlerin mutlaka okuması gereken, şans verilerek değerinin daha da artacağını düşündüğüm, içerik ve tanıtım açısından içerisinde özgün çalışmaların yer aldığı 503 adlı kitap kütüphanemde yerini aldı, sen de okumalısın.
Hadi, iyi okumalar.