Hayata dair herşeyi okulda mı öğreniriz? Yoksa okul da bizlere herşeyi öğreten öğretmenlerinde öğrencilerinden öğrenecekleri şeyler varmıdır? İşte bu soruların cevabını irdeleyen film hem komik, hem sıra dışı, hem de dram yüklü bir havayla izleyiciyi sarmalıyor.
Son bir kaç gündür, Ryan Reynolds hayranı oldum çıktım diyebilirim. Bir çok filmini hemen arşivime ekledim, daha önce de 2 filmini izledim. Gerçekten başarılı bir oyuncu.
Filme dönersek, tipik bir okul filmi. Bu tip filmlerde genellikle öğrenciler arasındaki ilişkilere öğretmenlerin katkısı eklenirdi ama bu filmde tam tersi işlenmiş.
ünlü bir okul olan Fallbrook Orta Okulu´nda, Norman warner adlı öğretmenimiz 46 senedir öğrenciler tarafından yılın öğretmeni seçilir ve son ödül töreninde aniden rahatsızlanarak hayatını kaybeder. Son anlarında yine aynı okulda biyoloji öğretmeni olan Matt’e şunu söyler:” Bir adamı öldürmek için, ölümden azı yeterlidir. Sakın ölme ” Babasının cümlesini o zaman anlamayan Matt, 46 yıllık geleneği sürdürerek okulda yılın öğretmeni seçilmeyi amaç ve takıntı haline getirir; ona göre yine galip warner ailesi olcaktır. Fakat o yıl başında beklemediği bir süpriz ile karşılaşır: okula yeni bir tarih hocası gelmiştir ve öğrencilere yaptığı ilk konuşmadan sonra onların kalbini, saygısını ve sevgisini kazanmıştır. Sadece öğrencilerin değil, sanat öğretmeninin bile! Matt, bu takıntıyı abartır ve bu yeni hocanın hakkında herşeyi bilmek için uğraşır; onu acemi bir dedektif gibi takip eder. Sonunda üzüntülü gerçeği öğrenir; ailesi ve oğlundan da bu sırada uzaklaşmıştır. Gerçeğin farkında geç de olsa varır, babasının dediği gibi son anda ölmekten kurtulmuştur gölgelerinden kurtularak… Sonrasında ise öğrencilerin sevgisini kazanması için yeni hocadan öğrendiklerini uygulayarak ve artık ” takıntı ” yapmayarak hayatına devam eder… ve hüzünlü bir mutlu son =)
Filmi, norman warner’in oğlu matt’ın oğlunun ağzından takip ediyoruz. Onun anlatımıyla ve görüşleriyle devam ediyor film ve kendisini de bir çok sahnede görüyoruz. Yeni gelen hoca gerçekten yaptığı konuşmalarla öğrencilerin ve öğretmenlerin kalbini kazandı, matt ise hep disiplinli bir hoca olmayı yeğledi. Zaten öğrenciler tarafından sevilmemesinin sebebi de buydu. Zamanda Mr. D karakterini tanımaya başladık; warner’in eski öğrencisi olması ve onun gittiği yoldan giderek öğrencilerin sevgisini kazanması çok güzel anlatıldı. özellikle basketbol takımının durumuna üzülerek ( ki hiç maç kazanamıyorlar ve 20 sayı bile atamıyorlardı ) onlara yardım etmesi ve teşvik etmesi gerçekten ilginç bir hareketti : ” kazanmayı bırak, kaybederken bile eğlen ” taktiği tuttu… Hem taraftarlar bu durumdan memnun oldu, hem de öğrenciler yaptıkları işten memnun kaldılar… Final sahnesindeki maçta bu sefer Matt’ın araya girip ilginç taktikle final basketini attırması gayet güzeldi. ( ki ilk galibiyetlerini aldılar )
Bir okul filmi olmasından dolayı, hatta özellikle çocukların – öğrencilerin izleyebilcekleri bir yapıda film olmasından dolayı bazı hareketleri daha dikkatli izler oldum: örneğin filmin başında warner in kalp krizi geçirmesi sahnesi… Başlangıçta matt’ın ” çekilin, nefes alsın ” hareketi doğruydu ama bir türlü adamın kravatını gevşetmedi, onun rahatlamasını sağlamadı! Bu durum ilgimi çekti, fakat peşi sıra gelen süpriz hoşuma gitti: çünkü ben hep konuşan yani filmi onun ağzından dinlediğimiz karakterin başrol oyuncusu olduğunu düşünüyordum ama bir baktım karşı karşıya gelmişler! iyi bir başlangıçtı… Öğretmenlerin tanıtıldığı bölümde ise filmin ikinci hatası işlendi! Bütün öğretmenler tanıtıldığında zenci öğretmen unutuldu =) Ki zaten o sahneden sonra, bir daha onu görmedim hiç… Gözüme çarpti napayım =)
Filmi özellikle öğrencilerin severek izleyeceğini düşünüyorum, zaten bu okul gerçekten bizim bildiğim okullardan farklı! Çünkü Mr. D nin dersinde açıkcası ben de olmak isterdim hatta tüm derslerim onunla olsun isterdim =) Tarih gibi çoğu kişiye sıkıcı gelecek dersleri öyle güzel anlatıyordu ki; dünya savaşını anlatırken onun duygusunu, diktatörleri anlatırken onların duygusunu çok güzel yansıtıyordu öğrencilere! Ve disiplinci bir yapısı yoktu, en çok da bu yüzden sevildi herhalde; fakat öğrencilerde bu haline saygı göstermesini bildiler. Matt ise takıntılı hoca duygusunu iyi yansıttı fakat hep iyimser davranmaya çalıştı sonunda ise şansını iyi değerlendirmesi, baba öğüdünü dinlemesinden kaynaklanıyor herhalde!
Film pek bilinen bir film değil; Ryan Reynolds hayranlarının seveceği bir film hatta ağlayacağı bir film… Çünkü filmin sonunu getiremiyor…
Özellikle orta öğretim düzeyindeki öğrencilerin izlemesi gereken bir film, fakat filmin özellikle üniversite öğrencileri düzeyindeki filmlere ön hazırlık düzeyinde olduğunu söyleyebilirim. ( ponpon kızlar, aşık olmak, öpüşmek vs. orta 1 e giden çocukların bunlarla bu kadar fazla işi ne? ) Fakat yine de sıkılmadan izleyebileceğiniz bir film…
İmdb ve sinemalar.com puanları gerçekten düşük, yaklaşık 6.5. Ki bu puan bence yanlış ya da çok cimri davranmışlar; ben ise 7.5 puan verdim.
iyi seyirler.
bir de bu filmi izleyebilsek :cry: :cry: her yerde bu filmi arıyorum bir türlü bulamadım eğer bulduysanız lütfen yayımlayın
Online olarak izleyebileceğini sanmıyorum; film paylaşım sitelerinde arayabilirsin: bilgisayarına indirmek gerekecek..
Sitemde bu tür şeyler ( online filmler, film download linkleri vs. ) paylaşmıyorum. :)
izlicem bu filmi, Ryan ‘ın filmleri güzel oluyor genelde