Her insan hayatında en az bir kere olsun koleksiyon yapmak istemiştir; kitap koleksiyonu olsun, kart koleksiyonu olsun… Ben de mesela bir ara kontör kartlarını biriktiriyordum. Buna benzer ilginç koleksiyonları da olanlar var. İşte bu kitapta koleksiyon tutkusunun insanların işlerine olan etkisini gösterecek türden, ilginç olayların nasıl birbiriyle bağlantılı olduğu anlatılıyor.
David Baldacci‘nin diğer bir kitabı olan Asıl Gerçek’ı okumuş ve çok beğendiğimiştim. Tüm kitapları dünya çapında yok satıyor ve gerçekten sağlam kurgu ve hayal gücü ile örülmüş kitapları aylarca bestseller listesinde ilk sırada yer alıyor. Okuduğum kitaplarından anladığım kadarıyla en sevdiğim olay ise; kitaplarının belirli bir sonunun olmaması… Yani tam anlamıyla tamamlamıyor ve sonrasını okuyucunun hayal gücüne bırakıyor.
Yazar bu kitabında 3 farklı grubu bir araya getiriyor; komplo teorileriyle uğraşan bir kulüp, amerikanın en büyük yasal organlarından biri olan temsilciler meclisi ve CİA içinde çalışan bir kaç kişi ve en önemli yetenekleri ‘dolandırıcılık’ olan bir grubun en sonunda bir olayda birleşmesini film izler gibi heyecanla ve kopmadan takip edeceksiniz.
Koleksiyoncular, yeni Temsilciler Meclisi Başkanı’nın bir suikaste kurban gitmesiyle açılıyor. Bu suikast, haliyle Amerikan kamuoyunu ve hükümetini derinden sarsıyor. Bu arada, Kongre Kütüphanesi’nin utangaç yöneticisi Jonathan DeHaven’ın tek istediği değerli kitaplarının arasında sıradan bir gün geçirmek, ama Jonathan, bir sabah kütüphanenin orta yerinde Deve Kulübü üyelerinden, kitap sevdalısı Caleb Shaw tarafından ölü bulunduğunda işler karışmaya başlıyor. Komplo teorileri üretmesiyle tanınan Oliver Stone’un başını çektiği “Deve Kulübü”, bu iki şüpheli ölüm karşısında duruma el koymaya ve aralarındaki bağlantıyı bulmaya karar veriyor. Araştırmaları sırasında karşılarına, Annabelle Conroy adında gizemli ve çok güzel bir kadın çıktığında, başta istemeseler de birlikte hareket etmek zorunda kalıyorlar. Stone ve adamlarının bilmediğiyse, Conroy’un Amerika’nın en önemli kumar merkezlerinden biri olan Atlantic City’de yüzyılın en büyük dolandırıcılığını yapıp uzaklara kaçmak niyetinde olduğu. Bu onu da kimileri için tehlikeli bir hedef haline getirmiş durumda. DeHaven’ın ve Bradley’nin katilleri de kimliklerinin ortaya çıkmaması ve kurdukları düzenin bozulmaması için akla hayale gelmeyecek kötülükler yapmakta hiçbir sakınca görmüyorlar. ( Tanıtım bülteninden )
Gerçeğe çok yakın komplo teorileri üretmesiyle tanınan yazarın bu kitabı da büyük bir heyecanla okunuyor ve gerçekten aksiyon filmlerine taş çıkartacak cinsten hayal gücünüzü etkiliyor ve bitirmeden kitabı elinizden bırakamıyorsunuz. Filminin çekilmesi gerektiğini düşünenlerden biri de siz olacaksınız, okuduktan sonra…
Kitabı okurken; CİA gibi büyük bir kuruluş içinde bile nasıl komplolar döndüğünü, dolandırıcılığın inceliklerini, kumarhanelerin nasıl çalıştığını ve kara para aklamak için neler yapıldığını da öğreniyor ve bazı yerlerde şaşırabiliyorsunuz. İlginç olan ise; bunların bir çoğunun gerçek olması ve dillendirilememesi. Özellikle kumarhaneler kısmında insanların nasıl para harcamak için akın akın las vegas gibi bölgelere akın ettiklerini yazarın irdelemesi düşündürücüydü.
Şuan piyasa da çok ucuz fiyata bulabileceğiniz bu kitabı; bir çırpıda okuyabilirsiniz.
İyi okumalar.