Kitap yorumuma başlamadan önce şunu söylemek istiyorum: Amerika’da afro – amerikanların en çok duydukları kelime bir zamanlar nedir diye sorsanız ya da araştırsanız, bir zamanlar bu ” zenci ” idi diyebilirim sizlere… Bunu kitabı okuduktan sonra daha net düşünüyorum artık..
Kitaba başlamadan önce Malcolm X hakkında tek bildiğim büyük bir önder olduğu idi. Bu kanıya varmamın sebebi ise hakkında çok şey duymam ve özellikle zencilerin onu çok sevmeleri idi. Fakat kitabı okuduktan sonra ona olan hayranlığım daha da artmaya başladı, tabii ki şaşkınlığımla beraber ( şaşkınlığım ona değildi aslında; yaşadıklarına – yaşananlara )
Kitabın konusu, malcolm x in hayatı… Buna yazar kendi yorumlarını çok fazla eklemeden ( giriş – önsöz bölümü hariç ) tamamen malcolm x in ona anlattıklarını yazdığı için; gerçekçi bir açıdan bakabiliriz. Yazar, kitabı çok güzel yazmış. Ayrıca malcolm x hayatıyla ilgili hiçbirşeyi atlamadan, sorunların kaynağı ile yaptığı tüm hataları en ince detayına kadar samimi olaran anlatmış; bunu yazar da aynen aktarmış bizlere kitabı ile beraber… Kitabın sonları hariç, gayet akıcı, sanki roman tadında roman kahramanının hayatını okuyor gibi oluyor insan ; okumaya değer gerçekten bunu burada söylemek istiyorum.
Kitap hakkında konuşmak gerekirse; bir belgesel tadında aslında… Harlem sokakları ile new york’un şaşalı dönemlerinde dolaşırken siyah insanların çektikleri çileler, sorunlar; yaşadıkları dramlar… Halk baskısı ve ikinci sınıf vatandaş görülmeleri yüzünden düştükleri sorunlar… Bütün bunlar kitapta var ve bunları bizzat malcolm x in önce kendi hayat hikayesinden, sonra da yaşadıklarını anlatıp tahlil ederken buluyoruz..
Kitap, yazarın önsözüyle başlıyor; sonrasında ise malcolm x in hayatını okumaya başlıyoruz çocukluğu ile beraber… onun yaşadıkları, gözlemledikleri zaman içinde gidip gelmeler ile okunuyor ve sonuçta bazen malcolm un kendi tahlilleri ile olaylara cevap vermesiyle bitiyor.. Ölüm anına kadar yaşadıklarını okuyoruz.. O an zaten yazar tarafından belki de yazılıyor ama malcolm x i en çok tanıyanlardan biri olduğu için güvenilir kaynaklardan bunları okumak gayet güzel oldu.
Kitapta, amerikada yaşayan insanlar arasındaki ırkçılık dalgasını bizzat görüyoruz. Siyah insanların çektikleri zulüm ve düştükleri bataklıklar ile beyaz insanların onlara bakış açısı belkide arka planda anlatılıyor; malcolm x hep ön planda ama onun gözünden bunları okumak ve bizzat zaten bu olayları yaşayan biri olduğu için akıcı bir şekilde okuyor insan.
Kitaptan öğrendiklerimize gelince, müslümanlık amerikada bildiğimiz gibi değilmiş.. ABD de kendine vahiy geldiğini iddaa eden birinin , namaz kılmanın olmadığı, sadece bazı şeylerin ( örneğin domuz eti yememek gibi ) müslümanlığa benzediği, müslümanlık denen bu akımına bir çok zenci katıldı; bunlardan biri de malcolmx x idi. Bu yanlış dinin savunucusu ve yayan kişilerinden biri olan malcolm un yavaşca önce abd de sonra da tüm dünyada popülaritesi doğal olarak arttı; bu sayede bir çok ünlü kişi ile de tanıştı. Fakat bu popülarite zamanla ona zarar olarak geldi ve en sonunda zamanla gerçekleri görmeye başladı ve malcolm’un arabistan ve çevresine yaptığı ziyaretten sonra müslümanlık ve islamiyet hakkında gerçekleri öğrenmesiyle kendi akımını kurdu ve yardımcılarıyla bu akıma insanları katmak için uğraştı.. Sonucunda kendi ağzından kimlerin yaptığını söylediği fakat ispat edilemeyen bir cinayete kurban gitti.
Kitapta, koltuk sevdasının ve yüksek egonun zararlarını görüyoruz. Ayrıca, kitapda bir insanın dar ve sabit düşünceli olmasının bir faydası olmadığını görüyoruz. Malcolm x kitap boyunca3 değişik düşüncenin peşinden koştu : en başta, ırkçılık yüzünden düştüğü bataklıkta her türlü pisliği yaptı; kadın sattı, hırsızlık yaptı, adam dövdü.. Sonrasında bu gerçek olmadığını bilmediği müslümanlık denen akıma üye oldu ve ateşli bir taraftarı oldu.. sonrasında ise ( en sonunda yani ) gerçek müslümanlığı öğrendi: namaz kılmayı, hacca gitmeyi, gerçekleri.. Yani hidayete erişerek, bu dünyadan göçtü diyebilirim.
Kitapta ünlü bir çok kişi var, muhammed ali buna örnek olarak gösterilebilir. Ayrıca kitapta siyah insanların akımlarınları arasındaki tartışmalar ve bir türlü birlikte hareket edememelerini de eleştiren malcolm x in bu hayatı gerçekten ibret verici ve okunması gereken bir kitap. Ben bir çırpıda okudum; biyografi kitabı olması yüzünden sıkıcı olabilir fakat öyle değil gerçekten. Yazar kalitesini konuşturmuş diyebilirim; kitabının daha sonra filmi de çekilde ve ben de bunu izledim: kitapla nerdeyse birebir olan bu filmde gerçekten başarılı bir yapımdı.
Kitabı okumanızı gerçekten isterdim; özellikle zamanımızda müslümanım deyip de müslümanlığı bilmeyen bir çok genç insanımız var iken; bu kitap onlara ibret olur diye düşüyorum. Öncesinde sadece afro – amerikanların, sonrasında ise tüm dünyadaki siyahların haklarını savunan ( ki yaşadığı dönemde siyahlara uygulanan ırkçılık had safhada idi. ) ve nihayetinde tüm insanların hakları için ( ki kendi de ilk başta ırkçı idi bir nevi, kabul etmesede.. ) uğraşan malcolm x in değişmeyen özellikleri ise ; haksızlığa karşı sessiz ve pasif kalmaması idi.
kendi söylediği şu sözü de buraya eklemek istiyorum; daha sonra ki bir yazımda ise kitaptan seçtiğim bazı kelimeler ile malcolm x in söylediği güzel sözleri yayınlayacağım.
” Hayır, ben Amerikalı değilim. Amerikanizmin kurbanı milyonlarca insandan biriyim. Burada bir Amerikalı olarak değil,Amerikan sisteminin bir kurbanı olarak sesleniyorum sizlere. Ve Amerikayı bir kurbanın gözüyle görüyorum.Gördüğüm de bir “Amerikan Pembe Düşü” değil, bir karabasan… Bizler sizlerin uzun zamandır kayıp olan kardeşleriniziz.Buraya, bizim problemlerimizin aynı zamanda sizin probleminiz olduğunu anlatmaya geldim. Bütün dünya Amerikanın ellerinin ne kadar kanlı olduğunu bilsin. Bilsinler burada uyguladığı vahşeti. Ve kendisi de bilsin, seçeneğin kurşun ya da oy olduğunu. ”
Kitabı okuyanlar, buraya görüşlerini yazarlarsa sevineceğim.
Kitap Linki