İnsanları anlamak gerçekten zor; bir çok şeyin farkında olmalarına rağmen, anlık hataları sonucunda yaptıkları şeylerden belki de pişman bile olmuyorlar: çünkü içlerinde nasıl bir duygu veya vicdan var ise onlara söz geçiremiyorlar… Olan ise yaşananları haketmeyenlerin başına oluyor….
Öğrenciler son zamanlarda haberlerde sık gözükmeye başladı; geçmişi biraz hatırlarsak en son darbe dönemlerinde etkin olan öğrenciler ile şu an ki öğrenciler arasında dağlar kadar fark var: ama bence en önemli fark da şu
‘ O zaman ki öğrencilerin doğru ya da yanlış bir amaçları vardı; şuanki öğrencilerin çoğu ne yaptıklarının farkında bile değiller, amaçsız bir öğrencilik ‘
Yumurtalar ile protestolarını gerçekleştirip, ülke ekonomisine katkıda bulunan öğrencilerin yanında, saçma bir hayat sürenlerde var: ben bunlara otcullar diyorum. Ama bazen vurdukları yerde, kan gövdeyi götürüyor…
Ben burada anlatacağım olaydan çok kısa bir süre önce, bir üniversite fakültesinde yaşanan ‘bayan öğrenciye saldırma’ olayını okumuştum ve içimden şu geçmişti: bu olaylar, ciddi önlem alınmassa daha da artacak… Umarım bu olmaz ama, yaşananlar böyle demiyor…
Fazla üniversiteli gencimizin olmasından gurur duyarız, fakat şu gerçeği herkes atlar: artık sokakta gezen herkes nerdeyse üniversiteli, sanki sokaktan geçerken çekmişler kolundan zorla kampüsün içine sokulmuşlar! İşte bu tiplerden bir kaçı KTÜ de bir çocuğu darp etmişler, dövmüşler, hastanelik etmişler. Ben bu kavga olayının neden gerçekleştiğini vs. irdelemek istemiyorum. Fakat sonuçta yaşanan durum çok kötü bir durumdur ve kampüs içinde o kadar güvenliğin içinde olması gerçekten üzücüdür.
Biliyorsunuz, KTÜ de girişlerde kimlik kontrolü yapılır. Bunu yaparken görevliler o kadar lakayıt davranırlar ki, onlara gösterdiğiniz visa cardlardan haberleri bile olmaz, içeri girmenize izin verirler: yeter ki bir kart gösterin! Ellerinde yer alan dedektörlerin ise açıkcası çalıştığını bile düşünmüyorum, bu zamana kadar kullanıldığını da sanmıyorum! Bunu geçtim, asıl vahim olan kampüs kapılarından birinde kontrol varken, diğerinde olmaması veya kontrollerin kapılar arasında farklılıklar oluşturması! Örneğin, ücretini ödemiş bir araba ile kampüse girerken herhangi bir kimlik kontrolünden geçemessiniz, yani yanınızda azılı bir terörist ile kampüse giriş yapabilirsiniz! Fakat dolmuşlar içeri girerken herkese kimlik kontrolü yapılır! ne kadar ironik değil mi?
Daha önce, D kapısı olmadığı için bir çok kez gösteri düzenlenmiş fakat sesimizi duyuramamıştık. Bir genç arkadaşımızın ölmesi sonucunda pes etmişti üniversite yönetimi… Sonrasında da D kapısı açılmıştı; kampüste yaşanan aşağıda anlatacağım dayak olayından sonra güvenlik ne derece akıllanır bilinmez: fakat alınacak tedbirlerin ciddi olarak ele alınması gerekiyor.
Hikaye şöyle: telefonda konuşan bir genç, yürürken yanlışlıkla bir grup sarhoş gence rastlar ve laflarına karşılık verir. Bu grup çocuğu dövmeye başlar, güvenlik bunu duymaz; kızlar yurdundaki çığlıklara bile kulak kabartmazlar. Erkekler yurdundaki ‘erkeklerde’ olaya seyirci kalır, çünkü bahaneleri vardır: yurt kapanmıştır! Kızların pencerelerden attıkları nesnelere ise döven grup küfür ve alaycı sözlerle karşılık verir; kızlardan biri de 2. kattan aşağı atlar kurtarmak için ama nafile… SOnunda kızların ısrarlı çabaları sonucunda yurt görevlisi cop ile grubu kovalar ve sonrasında dayak yiyen çocuk hastaneye kaldırılır… Hikaye malesef mutlu sonla bitmez.
Asıl anlatmak istediğim, bu gibi olayların artarak devam edeceği…
Olayın üstünden bir kaç gün geçti ve nasıl bir karşılık göreceğini beklediğimden dolayı yazıyı geç kaleme aldım. Şuan google aramaları sonucunda herhangi bir medya kuruluşunda olayın yazıldığını görmedim; polis kayıtlarına ulaşmak gibi bir şansım yok ama o gece olaydan sonra polislerin de yurt önünde önlem aldığını duymuştum. Olayı an be an takip ettik sanal alem vasıtasıyla, kızların güvenliği rektörlüğe şikayet ettiklerini duydum ama nafile; ben de bu konuyu bir kaç gazeteciye göndereceğim.
Bakalım, neler olacak..
Şu feedde olayı tartıştık bayağı:
http://www.facebook.com/titia.iibf.ktu/posts/186129734733339
Bu arada; gençlik nereye gidiyor? sorusunun cevabı için bilimsel çalışmalar mutlaka yapılmalı ve çözümler bir an önce hayata geçirilmeli…