Trabzon’da düzenlenen Karadeniz Kadın Belgesel Film Festivali çerçevesinde Dünya Kadınlar Günü‘nün hemen ertesinde sinemada izleme fırsatını elde ettiğim bu film, ülkemizden gurbet ellere göçen bir ailenin kız çocuğunun ( Gülşah Doğan ) yolun yarısına gelmiş yaşına karşılık ‘gerçek aşk nedir?’ sorusuna cevap ararken yaşadıklarını anlatıyor. Hollanda Film Festivalinde 2010 yılında ödül almış film bir çok festivalde de gösterime girdi. 2010 yapımı 83 dakikalık kısa ve hoş bir belgesel tadında film aslında… Hikâye, Türkiye’de bir Kürt köyünde görücü usulü evlenen kuzenlerin arasındaki ilişkiye değinirken, görücü usulü evlilik sonunda gerçek aşkın olup olamayacağı sorusunu gündeme getirmektedir. Tabii bunu yaparken, gurbet ellerde yaşamış, kendi topraklarından uzaklaşmış insanların yeni ortama ayak uydururken eskiye nazaran nasıl değiştiklerini de fazla irdelemeden görebiliyoruz: yiyecek yemek bulamazken, gurbet ellerde şampanyalı kutlamalar yapan bir aile düşünün…
İzlerken kesinlikle sıkılmayacağınız bir film. Yaşını başını almış insanların daha iyi anlayacağı türden bir film. Nette bulabileceğinizi sanmıyorum ama eğer bir daha herhangi bir festivalde yayınlanırsa mutlaka izleyin derim. İzlerken çok üzüldüğünüz ya da size yabancı gelmeyecek, ailelerinizden veya geçmişinizden gelen benzerlikler ile sizi de düşündüğünüz anlar da olacak.
Çin, Almanya ve ülkemizde de festivallerde olumlu eleştiriler alan filmin herhangi bir kaygısı yok: aslında aile içerisinde geçmişten yaşanan bu görücü evlilik ve gurbet ellerde geçen günlere rağmen ‘aşk mı sevgi mi? ya da ne? ‘ sorusunun cevabını arayan bir 3. nesil insanın çektiği film olarak bakabiliriz filme… Kış görüntüleri ile başlayan film yine bir kış günü bitiyor: ismiyle alakası ne diye soracak olursanız ‘Aşkın Kış Mevsimi‘ filmini izleyip siz karar verin derim. :)
Normalde belgesel filmler veya festival filmleri pek beğenilmez ama her ne kadar yanımdaki teyzelerin evde film izler gibi yüksek sesle konuşarak ve gülerek izledikleri bu filmi izlemenizi öneririm.
İyi seyirler.
