1. Anasayfa
  2. Sine Kritikler

Sinekritik: Ayı Teddy


1

ayı teddyAmerikan sinemasının gençleri, kendilerini genç hissedenleri, 35 lik çocukları hedef alarak yaptığı bu film hakkında en sonda söylemem gereken şeyi ilk başta söylüyorum: fragmanını izleyin yeter!

Filmin konusuna gelince; 

8 yaşındaki John bir Noel gecesi sevgili oyuncak ayısının canlanmasını, kendisiyle konuşmasını diler ve ertesi sabah en iyi arkadaşı olan oyuncak ayı Ted, konuşan canlı bir ayıcığa dönüşür! Buraya kadar yüce isa ve teddy gibi terimler sıklıkla vurgulanmaya çalışılmış ve büyünün tanrıdan geldiği imajı verilmeye çalışılmış. Ayrıca bir anektod vermek istiyorum sizlere; filmi zaten doğru bulmadığım tekrar ekledikten sonra, teddy isminin bende ilk çağrıştırdığı şey theodore roosevelt olmuştu. Amerikan başkanlarından ve dünyanın en zengin ailelerinden birinin üyesidir kendisi. Rushmore dağında resmi olan başkanlardan biri olmasına rağmen amerikan tarihinde pek etkili olmadığı ( belki de arka planda çok iş yapmıştır, kim bilir? ) bir başkan olması da ilginçtir. Fakat en ilginç yanı, abd de çok ünlü olan teddy bear oyuncak ayılarının isim babalığını yapmış olmasıdır. İşte bu yüzden bu filmdeki oyuncak ayıya onun isminin verilmesinin sebebi bu olsa gerek… Yine de filmi tamamen izledikten sonra şunu da düşündüm: tamamen gençliği yozlaştıracak bir filmde yahudi parmağının olması şaşırtmadı!

John artık yalnız değildir aksine çok mutludur ama atladığı ufak bir detay vardır: Herkes büyür! Artık 30’lu yaşlarının ortasında olan John ayı Ted ile bir ömür geçirmiş, aynı evi paylaşmıştır. Dahası Ted de insan hayatına uyum sağlamış, John’dan daha çapkın, daha edepsiz ama bir o kadar da şirin bir yaratık olmuştur. Tek bir sorun vardır, Ted John’u hiç kimseyle paylaşmak istemez; bir seneden fazladır sevgilisi olan Lori’yle bile. John ise kendi hayatına devam edebilmek için ted’den ayrılmak zorunda olduğunu hisseder… İşte filmin kısa olarak konusu bu; fakat fragmanı izledikten sonra ‘kesin bu filmi izlemeliyiz’ diye gittiğimiz filmden sonra hep beraber şunu dedik: ‘ fragmanıyla yetinseydik! ‘ Filmde çok espri yok; bir çok küfürlü ve +18 sahne var. Sevişme yok ki bir çokları Mila Kunis’in cüretkar sahnelerini beklediler film sonuna kadar… Yoksa bir an önce çıkabilirlerdi filmden… Ayrıca çoğu insan bu filme çocuklarıyla gitmek isteyecektir: uyarıyorum! Gitmeyin! Çocuklar için bir film olmadığı kesin! Uyuşturuculu bir çok sahne ile küfürlerin bol bol havada uçuştuğu bir film..

Kaba taslak; filmde çocukluğundan kurtulamayan yaşını başını almış birinin, ilişkisinin kaybetme aşamasındayken sorumluluk alıp almamak arasında git gel yaşaması sonucunda bir karar almasının aşaması anlatılıyor. Ama o kadar sıkıcı ki her şey… Bir an bu ünlü oyuncuların bu filmde ne işi var diyorsunuz! Senaryoyu okumadılar mı? Çok gereksiz… Çocukları etkileyici, kötü anlamda… Ryan Reynolds’un filmde bir kaç sahnede hem de gay olarak gözükmesi de benim için hayal kırıklığıydı! Yakışmadı be dostum!

‘Büyükler için çizgi film’ kategorisinin en sevilen ürünlerinden olan Family Guy’ın yaratıcısı Seth MacFarlane’nin beyazperde için ortaya çıkarttığı sıra dışı bir iş olan Ayı Teddy yurtdışında gösterime girdiği her ülkede hem seyircilerin hem de eleştirmenlerden yüksek not almayı başarmış bir yapım. Canlı-aksiyon animasyon türündeki komedide MacFarlane Ayı Teddy’ye sesiyle can verirken diğer başrolleri Mark Wahlberg ve Mila Kunis paylaşıyor. Mizah dozunun oldukça yüksek olduğunu hatırlatalım…

ayı teddy

İşin kötüsü ise filmin inanılmaz bir gişe elde etmesi; 215 milyon dolar! Evet evet yanlış duymadınız! Günden güne daha amerikan olmaya başlıyoruz sanırım! Espriler sıradan, hareketler çok yapmacık, tavırlar inandırıcı değil, başrol oyuncuları kobay gibi, oyuncak ayı’nın bir çocuk karakteri olması ve bu filmi çocukların izleyerek kötü etkilenmesi gibi onlarca sebebi bir araya getirdiğinizde benden 4 puan bile almakta zorlanacak bu filmin bu kadar izlenilesi olması ilginç!

Bende mi sorun?

Sanmıyorum!

Devamlı espriler; kadınlar üzerine yada ot muhabbeti etrafında dönüyor. Teddy’nin bir kaç kez John’u dövmesi dışında pek bir şey yoktu; heh koskoca filmde bir kaç yerde güldüm. İşte bu kadar!

Ben önermiyorum ve notumu 4 olarak açıklıyorum! Yönetmenin geçmişi hakkında konuşmaya gerek yok ama bu ilk canlı animasyon denemesinde sahneler açısından başarılı olabilir ama kurgu, senaryo ve bunu yansıtması açısından başarısız oldu diyebilirim.

Filmin fragmanı ise;

{youtube}5B7d3lrslEA{youtube}

  • 0
    alk_lad_m
    Alkışladım
  • 1
    sevdim
    Sevdim
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    be_enmedim
    Beğenmedim
Paylaş
İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir