En son 2012 yılında Kıtalar Ayrılıyor ile karşımıza çıkan Buz Devri, serinin 5. filmi ile yeniden beyazperde de. Ben bu yazıyı yazarken hala vizyonda olan film, dünyanın kuruluşu ve dinazorlar dönemi sonrası yaşananlar konusundaki bilimsel bilgileri sömürmeye devam ediyor. İlk filmde değinmesi gereken ‘meteor çarpışması’ konusunda nihayet gelebildiler. Yönetmenliğini Mike Thurmeier ve Galen T. Chu yaptığı filmin Türkçe seslendirme kadrosunda Ali Poyrazoğlu ve Haluk Bilgiler yine yer alıyor. Seri boyunca bir arada hareket eden ve yeni arkadaşlıklar edinen karakterlerimiz, tam takım bir halde Buz Devri 5 ile yeniden karşımızda. Filmin orijinal adının Ice Age: Collision Course olduğunu da ekleyeyim.
Buz Devri 5 İyice Ergen filmine döndü
Tüm zamanların en çok hasılat yapan animasyon serilerinden Ice Age, evet ilk filmiyle büyük bir beğeni toplamış geniş bir hayran kitlesine sahip olmuştu. Fakat git gide kalitesi düşen, paraya odaklı yapımlar peşi sıra gelmeye devam ediyor. Serinin genelinde işlenen dostluk, bağlılık, dayanışma gibi kavramlar kesinlikle takdir edilesi. Muhteşem üçlü diyebileceğimiz mamut, kılıç dişli kaplan ve Sid (burada bize filmi sevdiren firavun faresi temelli Scrat karakterini de eklemek lazım) yine beklemedikleri bir maceraya atıldılar ama… Seriye sonradan dahil olan bizim şımarık mamut kızımız Peach, seriyi mahvetti desem yeridir. Buz Devri 5 Büyük Çarpışma tamamen onun evden ayrılması üzerine kurulmuş durumda. Kurgu daha kaliteli yapılsa ve Peach temasına değinilse daha mantıklı olabilirdi. Ama filmin çekilmesi ‘tamamen duygusal’ olunca, izleyicilerin beklentileri de doğal olarak pek önemsenmiyor.
Sid muradına erdi, seri biter umarım!
Filmin tamamen Peach üzerine kurulması, zaten serinin son filmlerinde de kendini belli eden ‘ergen dizi’ modunda bir yapım ortaya çıkarmaya yetmiş diyebiliriz. Küçük çocuklara hitap eden bir film boyunca, sevgili, aşk, çıkmak vs. temalarını işlemek ne kadar doğru? Çocuk ve Ergen Psikiyatrileri bu filme olumlu not verirler miydi diye kendi kendime sordum. Açıkçası çocukların izlememesi bir yapım nitelendirmesini yapacak durumdayım. Ki bu düşünceme film boyunca yapılan göndermelerin de katkısı büyük: Çünkü çocuklara hitap eden bir filmde Hz. Musa ve Cosmos belgeseline gönderme yapmak neden? Aslında film boyunca işlenen ve arka planda verilmek istenen mesaj: bütün dünya bir oldu bittiyle oldu, tamamen tesadüf! Yani bunu taze beyinlerin izlediğini ve yaşamlarının devamında düşünebileceklerini bir hayal edin! İnanılmaz kötü…
Yani cidden; Cosmos’un Sunucusu Neil Degrasse Tyson ile verilmek istenen mesaj ne? Filmin yetişkin izleyicileri vardır, onun için yapmış olabilirler diyeceğim ama konu zaten tamamen ergen! Tesadüf eseri denizi ortadan yarılması? Ergen muhabbetleri? Bir sürü eksik… Çok sıkıcı bir yapım oldu, bir süre sonra ekrana bakmadım bile. Zaten finalde ‘kurtulmaları’ seri boyunca ekmeğini yedikleri tüm bilimsel verileri ve olasılıkları bir kenara atıp, bilim adamlarına ‘nanik’ yapmak gibi bir şey bence…
Çocukları uzak tutun, internette yer alan Scrat videolarını izleyin yeter. Fazlasına gerek yok.