Sinema dünyası içerisinde merakla beklenen konulardan biri de ünlü oyuncu DiCaprio’nun ne zaman oscar ödülünü alacağı olsa gerek. Her filminde muhteşem oyunculuklar sergilemesine rağmen bir türlü Oscar’a aday olmaktan öte yaklaşamayan Leonardo DiCaprio’nun yeni filmi The Revenant hakkında ortak kanı ‘bu sefer olacak gibi’ yönünde… Oscar ödüllü yönetmen Alejandro G. Iñárritu’nun efsanevi Hugh Glass’i beyazperdeye taşıdığı Diriliş (The Revenant) filmi bir çok uluslararası festivalde ödüle layık görüldü. 2016 Altın Küre ödüllerinde ise Dram dalında en iyi film, DiCaprio ile en iyi erkek oyuncu, İnarritu ile en iyi yönetmen ve en iyi film müziği dallarında ödüle aday gösterildi. Michael Punke’ın kaleme aldığı The Revenant: A Novel Of Revenge kitabından beyazperdeye uyarlanan filmin bir diğer önemli oyuncusu ise son zamanlarda kariyerinin zirvesinde olan Tom Hardy.
19. Yüzyıl Amerika sınırında yaşanan destansı gerçek bir olayın hayatta kalma mücadelesini konu alan Diriliş, seyirciyi 1823 Amerika’sının benzersiz güzelliğine, gizemine ve tehlikesine çekiyor. Film sadece hayatın değil, onurun, adaletin, inancın, yuvanın ve ailenin içgüdüsünü keşfediyor. İskoç kökenli bir avcı olan Hugh Class’ın günümüzde Dakota olarak bilinen bölgede gerçekleştirdiği bir keşif gezisi sırasında ayının saldırısına uğrar; ayıyı öldürse de kendide ölümcül yaralar alır ve arkadaşları tarafından vahşi ortamda ölüme terk edilir. Oğlu da öldürülen Glass, intikam almak için sonuna kadar mücadele eder.
Leonardo Di Caprio, oscar tarihinin talihsiz isimlerinden bir tanesi. The Wolf of Wall Street filminde totosuna mum sokan, bu filmde ise ölmüş bir atın içine giren Leonardo’nun Oscar’a uzanmak için daha ne yapması gerek bilemiyorum. DiCaprio, Glass rolünü sadece oynamakla kalmamış adeta yaşamış diyebiliriz: bunu her sahnede net bir şekilde görüyoruz. Burdan Akademi yetkililerine seslenmek gerek: ” The Oscar must goes to Leonardo DiCaprio! ” Oyuncu kadrosunda yer alan Tom Hardy’e hakkını vermek lazım: kötü adam olarak iyi bir oyunculuk sergiledi. Filmdeki doğa sesleri ile müziklerde ayrı bir keyif verdi diyebilirim.
İntikam için hayatta kalma savaşının işlendiği filmde oyunculuk ve görsellik harika. Belkide dünyanın en iyi görüntü yönetmeni olan 2 oscarlı Emmanuel Lubezki’nin sadece doğal ışıktan faydalanarak gerçekleştirdiği görüntü çalışması filmi başlı başına üst seviyeye çıkartan bir etken olmuş. Yönetmenin kamera açılarını sinema okullarında ders olarak anlatılacak şekilde yerleştirmesi ve bir de DiCaprio’nun varlığı filmi izlenir kılan diğer etkenler: Tabii Tom Hardy’e haksızlık etmemek lazım. O da kötü adam rolünü mükemmel oynadı. DiCaprio’nun hayatta kalma adına zor şartları oynaması başka, yaşaması başka: bu da ortaya Oscar’ın artık sahibine verilmesi gerektiğini gösterir nitelikte. Filmin atmosferi muhteşem; doğa çok iyi yansıtılmış. Özellikle ayı ile kavga ettiği sahne izlenesi: 2.5 saatlik filmi Di Caprio mükemmel oyunculuğu ile tek başına götürüyor. Az sayıda diyaloğun yer aldığı filmde kızılderililerin ‘beyazlar bizden aldı’ dediği sahne ile intikam konusunda yaratıcıya göndermede bulunan sözler akılda kalıcı ve anlamlıydı. Bunun yanında Kızılderililere yapılan işkence, tecavüz ve daha fazlasının üstün körü anlatılarak geçiştirilmesi benden eksi puan aldı diyebilirim. Orjinal hikayede Hugh Glass, 2 ay boyunca tehlikeli ormanda hayatta kalma mücadelesi verirken kendine bir sal yaparak o bölgeden kurtulur fakat intikamını alamaz: çünkü oğlunu öldüren kişi orduya katılmıştır. Film ile hikaye arasındaki en önemli fark da bu.
Aksiyonu çok fazla olmayan fakat kendini sıkmadan izlettiren bir yapım olmuş: bir kült film kesinlikle değil fakat sinema okullarında ders niteliğinde izlettirilecek bir yapım ortaya çıkmış. Bunun yanında DiCaprio’nun oyunculuğu da izlenesi türdendi. Leonardo’nun son sahnedeki bakışı sanırım akademi üyelerine yönelik ‘Artık daha ne yapayım? Şu ödülü verin!’ türündendi.
İyi seyirler.