Çok konuşulan, gişe rekortmeni Düğün Dernek filmini nihayet izleyebildim. Zekice yazılan, kahkaha attıran sahneler ve akıcı senaryosuyla son dönemin iyi filmlerinden biri olduğu kesin: bel altı esprilerin olması gerektiği kadar olması, diyalogların çok kaliteli olması filmin en önemli artılarından ikisi. Benim için filmin başlangıcındaki çocuğun, bisikletle giderken gazete atıp “Günaydım Bayım” demesi ve sonrasında Tüpçü’nün tüpünü fırlatması sahnesi bile aslında yeterliydi. İzlerken kahkahalar içinde gülmedim: kabul ediyorum. Çünkü bizim halkımızın bir özelliği mi bilmiyorum ama ince esprilere kahkahalar atmak yerine argo ve yerinde edilmiş küfürlere, yani kısaca ‘ayılığa’ kahkaha atarız. Doğru değil tabii ki ama bu böyle: en çok izlenen film Recep İvedik örneği bile bunun için yeterli değil mi? Ama Düğün Dernek, zekice esprileri ile bazen nefes alırken kopup, gülmeme neden oldu. Sıkılarak değilde, eğlenerek izledim: hem de gecenin 3 ünde! Filmdeki tiplemeler çok uç karakterler üzerinden olmuş; müzikleri, güldüren sahneleri ve akıcılığıyla iyi film olmuş düğün dernek. Filmin ekibinin çoğunu -Baş rollerde ise Ahmet Kural, Murat Cemcir, Rasim Öztekin, Devrim Yakut ve Barış Yıldız yer alıyor- zaten televizyon için yaptıkları ve büyük bir ilgiyle izlenen İşler Güçler ve Kardeş Payı dizisinden tanıyoruz. Yapımcılığını BKM’nin üstlendiği komedi filminin senaryo ve yönetmenliği ise Selçuk Aydemir’e ait. Kadrodaki her bir karakter, rolünün hakkını vererek oynamış: özellikle öğretmen karakterini oynayan Barış Yıldız mükemmele yakın oyunculuk sergiledi demek yanlış olmaz. Keza Ahmet Kural’ın can verdiği Tüpçü Fikret karakteri ise zaten sadece bakışıyla insanı güldüren bir mizaca sahip. Karakterlerin filmin içerisinde anlatılması ise gerçekten yönetmen açısından doğru bir tercih. Fakat yabancı gelinin başına gelen olaylar biraz sürünceme de kaldı: bir de absürd bir şekilde mafya üyelerinin vampirler gibi uçmasını eleştirenler olacaktır mutlaka ama işte onda da bir espri var aslında yönetmen açısından bakınca! Ön yargılı olmamak lazım bu tip sahneleri izlerken…
Düğün dernek filmi gişede büyük başarılara imza atmıştı ve en çok kazanan Türk filmi olma özelliğini (bu yazıyı yazdığım an sadece Türkiye’de bu filmi tam tamına 6.916.986 kişi izlemişti.) eline almıştı fakat Recep İvedik denilen – bana göre – saçmalığın bu filmi geçtiğini öğrendiğimde resmen yıkıldım. Düğün dernek; komik ve eğlenceli olmakla birlikte (küfürler hariç), izleyicilere sevgi, bağlılık, sonuna kadar dostluk, yardımlaşma, kadının pratik zekası, gelenek ve göreneklerle ilgili hoş mesajlar da veriyor. Diyalogların neredeyse hepsinden kalite akıyor, ayılık değil. Ben de gider iğrençlik yaparak milyonların önüne çıkar kendimi güldürürüm. Ama adam akıllı düşünülmüş espiriler olunca kim ne anlasın. Twitter üzerine yapılan espriler, karşılıklı laf sokma çabaları ve daha fazlası. Bu arada dağ evi sahnesi gerçekten insanın ‘orada olması’ gerektiğini fısıldatan türden, kartpostal tadında çekilmiş. Sivas’ı bazı sahnelerde rencide edici cümleler kullanılsa da gerçekten canım ülkemin taşı toprağı hep mi güzel olur…
Düğün dernek filminin konusuna gelince; Sivas‘ın Esenyurt köyünde yaşayan İsmail’in oğlu Tarık bir gün yurt dışından ansızın -bayram namazında babasının karşısına dikilir- çıkagelir. Önce her zamanki gibi bir memleket hasreti gibi görünse de bu ziyaretin altındaki esas neden çabuk ortaya çıkar: Tarık görevli olarak çalıştığı Letonya’da Monica adlı bir kızla beraberdir ve şirket tarafından farklı ülkelere gönderilmelerini engellemenin tek yolu evlenmeleridir! Kendisinin olurunu almaya gelen oğlunu düğünsüz evlendirmemeye kararlı olan İsmail, alelacele bir düğün telaşına girer. Ama çok hazırlıksız yakalanmıştır. Yine de “Ben oğluna düğün yapamadı dedirtmem!” diyerek Tüpçü Fikret’i, Çetin’i ve köyün öğretmeni Saffet’i seferber ederek elde avuçta para yokken 10 gün içerisinde sazlı-sözlü bir düğün hazırlığı içerisine girer! Fikret, Sivas’taki ‘bağlantılarını’ kullanarak önce bir otel düğünü için söz verse de, işler sarpa sarar ve köy meydanında mütevazi bir düğün hazırlığı başlar. Tam her şey çözüldü derken, esas curcuna düğün gecesi kopacaktır. Devenin sırtında kaybolan gelinden, Rusya’dan gelini geri götürmeye gelen mafyaya kadar Tüpçü Fikret ve Çetin’i bin tane bela beklemektedir!
Düğün Dernek, ülkemizde en çok izlenen filmlerden biri olmakla kalmadı tabii: bir çok ödül aldı. Engelsiz Yaşam Vakfı tarafından 2013’te “Yılın Sinema Komedi Filmi” seçilen filmde başrol Ahmet Kural ise “Yılın Sinema Oyuncusu” ödülüne layık görüldü. İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Öğrenci Sempozyumu ‘Başarı’ ödüllerinde “Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu” da Ahmet Kural oldu. Ve daha yazmadığım bir çok ödül daha…
Mükemmel bir film mi peki?
Tabii ki hayır!
En çok izlenen filmlerimizden biri olmayı hak ediyor mu?
Tabii ki hayır!
Hollywood sinemasında, gişede yüzüklerin efendisi ya da avatar gibi kült filmler rekor kırarken; Bolllywood sinemasında 3 idiots ya da My name is khan sadece ülkelerinde değil tüm dünyada milyonlarca kişi tarafından izlenirken: Türkiye’de de düğün dernek ya da recep ivedik gibi filmler rekor yapar ya, işte bizim sinemamızın sorunu da bu! Kült filmler yapamıyoruz, muhteşem prodüksiyonlar ile izleyicinin karşısına çıkamıyoruz: basit veya samimi filmler yapıp kazandığımız paraya bakıyoruz! Düğün Derneğin ‘fazladan 30 dk’ ile tekrar sinema salonlarına dönmesi de bu para kazanma hırsının bir sonucu aslında! Ama yine de şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Son yıllarda Türk yapımı bazında izlediğim en güzel filmlerden biriydi, Düğün Dernek. Hatta en iyi komedi filmleri listesine de girebilir. Çünkü bizim ülkemizde komedi türünde yapılan yapımlara baktığınızda çoğu saçmalık ötesi konu, replik ve kurguyla ele alınır ama bu film bunlardan tamamen farklı bir yerde olduğunu hissettiriyor. İzlerken Kemal Sunal’ın filmleri aklıma geldi: o, bu kadar şanslı değildi. Tek başına filmleri ayağa kaldırdı diyebiliriz: ama bu filmde birbirinden usta oyuncular, karakterlerini çok iyi canlandırıp yansıttılar. Ortaya da samimi, bizden, içten bir film çıktı.
Gülmek isteyenler, izlesin.
Beklenti içinde olmayın ama… :)
İyi seyirler.