Uzun zamandır John travolta’yı izlemiyordum; çocuğunun ölmesinden sonra bir sessizliğe bürünmüştü zaten sanki. 2010 yapımı bu filmde, hem de ilginç şekli ile karşımda görmek beni şaşırtmıştı. Rollerinin üstünden başarıyla gelen bu usta oyuncuyu izlemek, çok zevkli!.
Film ülkemizde daha sinemalara gelmedi, netten bulup izleme şansına sahip oldum. Can sıkıntısında aksiyon dolu bir film ararken, sinema sitelerinden birinde gördüm. Konusu bilindik, amerikan propagandası yapan; fakat aksiyonun hiç eksilmediği, replikleri ile izleyiciyi güldüren/eğlendiren bir film izledim.
Filmin konusunu kendim yazayım: fransada amerikan konsolosluğunda, büyükelçinin başdanışmanı olarak görev yapan genç bir adam daha üst seviyede amerika adına çalışmak için her türlü şeyi yapmaya hazırdır: son yaptığı görev sonrası CIA ile çalışmaya başlaması hayalini elde ettiğinin göstergesidir. Fakat işler istediği gibi gitmez, ortağı ile olayları çözmeye çalışırken, hayatındaki en büyük hayal kırıklığını da yaşamış olur…
Filmin konusu gördüğünüz gibi bir çok filmde görebileceğimiz, aksiyon film konularını aratmayacak bir şekilde yine karşımızda… Fakat filmi sırtlayan bir John Travolta vardı karşımızda; adam tekdüzelikten kurtulmuş bir oyuncu olduğunu yine gösterdi. Her rolün altından başarı ile kalktığını ispatlamış oldu: bir röportajında bu filmin bir çok sahnesinde düblor kullanmadığını söylese de 59 yaşındaki bir insanın bu kadar kilolu bir şekilde bu filmi başarıyla bitirmesi alkışı gerektiren bir davranış olsa gerek.
Film fransa yapımı, amerikayı öven – haklı gösteren bir kurgu olmasına rağmen fransanın reklamını iyi bir şekilde yapacak, bunu başarak bir film ortaya çıkmış. Yönetmen ile senartistin daha önce hiç bir filmlerini izlemediğim için haklarında yorum yapmak istemiyorum ama yönetmen aksiyon sahnelerini başarıyla çekti diyebilirim. ( Dip not: 96 saat filmini izlemiştim daha önce.. )
Filmde teröristler konusunda müslümanlığa karşı bir duruş sergilenmedi; ama filmdeki bomba eylemlerinin kimler tarafından yapıldığını anladı. Yani ” bunlar müslüman ” havası hakimdi. Bu da kötü oldu; amerikanın ekmeğine yağ sürmek gibi bir şey yani… Fakat araya japon mafyası, uyuşturucu mafyası gibi yan karakterler eklenmesi doğru seçimdi. John Travolta’nın kara murat vari bir kaç kişiyi aynı anda yenmesine , kara murat filmlerindeki gibi gülmek yerine ” vay canına ” diyenlerden biri de ben oldum, ne yazık ki! Kel kafası ve şişman vucüduyla ilginç bir karakteri oynadı aslında John Travolta.
Filmde bazı beklentilerimizin de cevaplarını alamadık ne yazık ki; telefonla sürekli büyükelçi çalışanını arayan kişiyi hep doğru tahmin ettiğimizi sandık, hala sanıyorum ama kim olduğunu, yüzünü göremedik. Belki de amerikaya gittiklerinde yeni film çekecekler!
Bir de karşılıklı sohbetler çok süperdi, aksiyon filmlerinde bu kadar çok gülümsememiştim!
Aksiyon filmi izlemek isteyen, film izlerken sıkılmak istemeyen biri iseniz; hemen izleyin: buyrun!.
Eksileri:
Konunun ” kaynağı ” hakkında bir tahminde bulunamıyorsunuz; yani neden – niçin soramıyorsunuz. Ayrıca büyükelçi danışmanının karısı hakkındaki tahminleriniz doğru çıkacak! Emin olun!
Benim oyum: 7
FİLMİN İLK FRAGMANI
{dailymotion}xcbeex{/dailymotion}