Mark Miller’ın sevilen çizgi romanından uyarlanan Göster Gününü ( Kick Ass ) ilk filmiyle çok beğenilmiş, hatta sinema sitelerinin bir çoğunda üst sıralarda kendine yer bulmuştu. Yine Mark Miller‘in idari yapımcı olarak ayrıca film kadrosunda yer aldığı Göster Gününü 2 ( Kick Ass 2 ) kaldığı yerden devam ediyor. Filmin oyuncu kadrosunda küçük bir sürprizle karşılaşıyoruz. 2011’den bu yana sinemada pek de aktif olmayan Jim Carrey’i Justice Forever’ı kuran kahramanlardan biri olan Colonel Stars and Stripes rolünde izliyoruz. İlk Kick-Ass, kahraman olmak isteyen insanların ağzı açık izlediği bir şiddet eğlencesiydi. Ki ilk filmin en büyük kozu da Nicolas Cage’in Batmanimsi ‘süper kahraman’ Big Daddy rolünde abartı ötesi performansı ve zamanında 12 yaşında olan Chloe Moretz’in kendisinden on kat büyük adamları öldürüp, küfürlü konuşması idi. Kuşkusuz ilk film çok güzeldi; her ne kadar ahlaki açıdan bakacak olursak bolca küfürlü idi ama süper kahramanları sinema koltuğunda imrenerek izleyip ‘keşke bende öyle olsam’ diyenlerin yüzlerinde sırıtma ve ‘evet, işte bu!’ iç sesleri içerisinde filmi izlemeleri, başarılı bir yapım olduğunu gösteriyordu. Ayrıca o orjinal konusu, karakterleri ve şiddeti espriye dökme niteliğiyle defalarca izlenebilecek bir ‘Kick Ass’ olarak akıllarda kalacak iken 2. film Scary Movie ayarında, imdb tabiriyle bir ” Teen movie” olarak karşımıza konmuş hüviyetindeydi. Zorlama senaryo ile bu kadar olur diyesi geliyor insanın! Ama kendini ‘kahraman’ hisseden ve ‘yürekli’ insanların yine de bu ayrıntılara fazla takılmadan, bu filmi de çok seveceklerini düşünüyorum.
Kick Ass 2 ilk filme göre oldukça zayıf kalmış. Zaten genellikle ilk filmler, devam filmlerinden daha iyi olur. Göster Gününü 2 de senaryo çok hızlı ilerliyor. O yüzden bazı şeyler çok çabuk atlanıyor ve bazı aksiyon sahneleri de bekleneni veremiyor. Ama filmin iyi yanlarına da değinmek lazım. Mesela zaman eğlenceli ve çabuk geçiyor. Özellikle de ilk 20 dakika. Verdiği mesaj da güzel. Kostümler yine ilginç ve değişik; aksiyon ve dövüş sahneleri ile silahlar ve müzikler muhteşeme yakın. Ayrıca bu filmde çizgi roman havasını daha çok seziyorsunuz. İlk film gibi komik ama ilk filmden çok daha duygusal. Çünkü artık işler çığırından çıkmaya başlamıştır. Chloë Grace Moretz’e ise ayrı bir parantez açmak gerekir. İlk filmde küçüktü ama bu filmde gördük ki çok büyümüş ve onun filmin sonunda ki kapışması beni en çok etkileyen sahnelerden biriydi. Ve baya da güzel bir kız olduğunu söylemek doğru olur! İlk filmin en büyük kozu olan Nicolas Cage ise bu filmde sadece bir fotoğraf karesi olarak karşımızda fakat o fotoğraf karesi için bile bir emek harcanmış. Poz çok güzeldi, hatırladıkça gülüyorum. Ve jim Carrey. Çok fazla görme imkanımız olmasa da filme renk katmış o mimikleri bir maskenin ardında gizlenmiş olsa da.
Filmde tipik bir Amerikan propagandası vardı; filmin kötü karakterlerinden ikisi Rus ve Çinli. Herhalde rastlantı değildir? Filmin başrol oyuncularından Chloe Grace Moretz’e ayrı bir parantez açmak gerekiyor: kendini çok iyi yetiştirmiş diyebiliriz; yakın bir zamanda Hollywood dünyasının parlayan yıldızı olacak gibi. Fakat filmin kurgusunu çok saçma hale getiren sahneler var; özellikle küçük kızımızın okulda kendini göstermek için girdiği tripler gerçekten saçma ve ahlaki olarak da çok basit kaçtı gözüme. Yani belki bana kızacaksınız fakat ergen filmlerinde olabilecek sahnelerdi bunlar; liseli atarlı arkadaşların büyük heyecanla izleyebileceği sahneler. Ki bu sahneler sırasındaki konuşmalar resmen kadınları bir insandan çok et yığını olarak, cinsel obje olarak gözükmesine yol açacak cinsten. Şaşırdım diyebilirim!
İşin özeti şu: Her süper kahraman film serisinin ikinci filminde olduğu gibi, süper kahramanlarımız, kostümlerini bir kenara atıp normal birer yaşam denemeye uğraşıyorlar. Tıpatıp aynı konuyu Örümcek Adam 2 ve Superman 2’de de gördük zaten. İlk filmde babası Kick-Ass (Aaron Taylor-Johnson) tarafından öldürülen Chris (Christopher Mintz-Plasse), bir süper kötü adam takımı kurarak Kick Ass’i öldürmeye karar verir. Diğer yandan Hit-Girl normal bir lise yaşamına alışmaya çalışır. Aralarındaki iletişim ve ‘biz kahraman olmak için doğduk’ modunda hareketleri ile bol küfürlü – hem de ne küfürler – bir film ortaya çıkmış; gençliğe hitap eden bir amerikan filminden de ancak bu beklenebilirdi! İlk filmin karizmasını kullanıp, para kazanmak için çekilmiş izlenimi nedeniyle çok da beğendiğimi söyleyemem.
İyi seyirler.