Pandemi sürecinde bizde adeta kaçak durumundayız; evlerimize kapandık, kaçıyoruz. Bu süreçte sinema endüstrisinin sinema salonlarının kapalı olması nedeniyle fazla yapım üretmemesi, sinema izleyicilerini farklı seçenekleri değerlendirmeye itiyor. Boş vakiti değerlendirmek için bunlardan bir tanesi de eski film yapımlarını incelemek ve izlemek. Daha önce izlemediğim bir yapım olan The Fugitive yani ülkemizde yayınlanan ismiyle Kaçak, başarılı bir suç ve aksiyon filmi olarak göze çarpıyor. Oyuncu kadrosunda Harrison Ford, Tommy Lee Jones, Sela Ward gibi döneminin en ünlü oyuncularından bir kaçını barındıran yapım, 1993 yılında Oscar ödüllerinde En İyi Film dalında Oscar ve Yönetmen dalında Altın Küre adaylığı kazanmıştı.
Kaçak filmi 1960 yılların ünlü dizisinden uyarlandı. Kaçak dizisi ülkemizde TRT’de 1974-1977 yılları arasında gösterime sunulmuştu. O dönemleri biz tabi hatırlamıyoruz ancak 1960’ların ünlü televizyon serisinden sinemaya başarıyla uyarlanan 44 milyon dolarlık bütçeli bu filminde Dr. Richard Kimble’ı David Janssen’in yerine bu kez Harrison Ford canlandırıyor.
Kaçak (The Fugitive) Konusu
Chicago Memorial Hastanesi’nde saygıdeğer bir cerrah olan Doktor Richard Kimble (Harrison Ford), polisler tarafından karısını öldürmekle suçlanmaktadır. Dr. Kimble bunu reddetmekte, karısını tek kollu bir adamın öldürdüğünü söylemektedir fakat buna ilişkin polis tarafından ortaya çıkartılan deliller aleyhinedir. Mahkemeye çıkarılan Dr. Kimble bu nedenle suçlu bulunur ve zehirli iğneyle idam edilmesine karar verilir. Dr. Kimble öldürüleceği yere nakli sırasında onunla beraber nakledilen diğer mahkumların kaçış planları sayesinde kurtulur ve kaçar. Kimble’ın hedefi karısını öldürdüğünü söylediği tek kollu adamı bulmak ve masum olduğunu kanıtlamaktır. Ancak bunu yapmaya çalışırken peşinde fazlasıyla inatçı bir dedektif olan Samuel “Sam” Gerard vardır. Kimble hem tek kollu adamı bulup cinayeti onun işlediğini kanıtlamak hem de bu süre zarfında dedektif Gerard’a yakalanmamak zorundadır.
Kaçak filminin yönetmen koltuğunda yer alan Andrew Davis, çok fazla yapımla izleyicinin karşısına çıkmış bir isim değil. Ölümüne Takip ve Koruyucu gibi akla gelen – ki bunları daha izleyemedim – filmlerini bildiğim yönetmen bu filmi ile hayranlığımı kazandı. Sonuna kadar soluksuz izlediğim bir filmdi. Film başından sonuna kadar müthiş bir tempoda ilerliyor ancak müzikleri çok sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Bazı yerlerde filmin önüne çıkıyor ve kulak tırmalıyor; müziklere çok fazla önem verilmemiş gibi.
The Fugitive Film Eleştirisi
Kaçak yani orijinal adıyla The Fugitive aradan geçen 20 yıl gibi zaman dilimi olmasına rağmen günümüzde bile kendisine hayran bırakacak şekilde izletiyorsa, işte kalite budur derim. Ailecek izlenebilecek bir yapım olması da diğer özelliği. Film hakkında yaptığım incelemede ise yayımlandığı dönemde de çok büyük ses getirdiğini ve 44 milyon dolarlık bütçesine karşılık 368 milyon dolar hasılat elde ederek müthiş bir gişe başarısına imza attığını öğrendim. Bunda oyuncu kadrosu, yönetmenin başarısı, oyunculuklar, filmin kurgusu ve izleyiciye aktarımı ile düşmeyen temposunun önemli katkısı var. Filmi sürükleyen isim Harrison Ford tabii ki; Tommy Lee Jones de dedektif rolünde gayet iyiydi. Bunun dışında bulmacayı filmin sonuna doğru ancak çözebildik. 5 kez Oscar’a aday gösterilen Julianne Moore ise filmde sadece bir kaç dakikalığına görünüyor.
Filmi izledikten sonra açıkçası bir çok izleyicinin en büyük eleştirisi herhalde kaçağın elini kolunu sallayarak suç mahallinde dolaşıp durması ve bir türlü yakalanamaması. Ancak burada şunu belirtmek lazım; 1993 yılında bahsediyoruz; teknoloji o kadar ilerlememişti: günümüzde her yer kameralarla dolu ama o zamanlar için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Bir de 1960 yılında ortaya çıkan bir dizinin sinema uyarlaması; yani filmi değerlendirirken 1960’lı yılları göz önünde bulundurarak da değerlendirmek gerekiyor.
Ben filmi beğendim, oyum 10 / 8,5 şeklinde ve pandemi süresinde ailecek izlenebilecek bir yapım. Film fragmanı aşağıdaki gibidir;
İyi seyirler.
