1972 yılında Hollywood’un usta oyuncularından ( Filmlerini izlemenizi öneririm ) biri olan Charles Bronson’un duygusuz, soğukkanlı ve ultra profesyonel bir azılı kiralık katili canladırdığı klasik bir kiralık katil filmi olan The Mechanic ( Türkçe Mekanik ) , yönetmen Simon West tarafından remake’lenip 2010 yılında tekrar piyasaya sürüldü. Jason Statham’ın başrolde oynadığı film, aksiyon sevenler ve oyuncunun hayranları için ‘çıtır’ denilebilecek bir kıvamda karşımıza çıkıyor.
İlk filmde aba yadigarı mesleğini canlandıran bir katili izlemiştik; 70’li yılları yaşayanlar daha iyi bilir ya da benim gibi filmkolik biriyseniz eski filmi de izlemişsinizdir mutlaka: fakat bu yeniden çekilen filmde geçmişten pek bahsetmeden direk konuya giriliyor. Tabii bu sefer teknolojinin imkanlarından da yararlanılarak bazı eklemeler yapılıyor. Mekanik, uluslararası boyuttaki bir yeraltı örgütlenmesinin, muhbirler ve olası düşmanlarını yok eden suikastçılarına verilen isimdir. Arthur Bishop eli çabuk, temiz ve profesyonelce iş çıkaran; yaptığı iş de her zaman aranan usta bir mekaniktir. Öyle ki örgütle arasında ki bir numaralı ara bulucu olan “menajeri” Koca Harry‘i dahi yok etmekten çekinmez. Menajerinin ‘yalnız çalışmamasını için yaptığı’ tüm önerileri dikkate almadan işini yapmaya devam ederken, müebbet yalnız olmanın üzerine getirdiği psikolojik yükü olanca gücüyle sırtlamaya da devam etmektedir. İç çalkantıları ile boğuşurken Harry’nin doyumsuz ve soğukkanlı oğlu Steve (Ben Foster) ile aralarında ilginç bir ortaklık doğar. ( Ki aslına bakarsanız Ben Foster rolüne çok uygun bir karaktere sahipti ve başarılı bir oyun sergiledi. Özellikle yan yana geldikleri sahne de yıllardır birlikte çalışan iki azılı katil gibi hareket etmeleri güzeldi. Ve finale gelmeden önce arabanın içerisinde konuşurken sergiledikleri duygusal konuşma ve bunun yüzlerine yansıyışı – Ben Foster’in gözleri nemliyken ki hali ve Jason Statham‘ın bıyık altından sırıtırken ki görüntüsü mükemmeldi. – gerçekten iki aktörün başarılı bir oyun sergilediklerini gösteren bir sahneydi. ) Seksüel arzularını dahi para karşılığı yaptırmak zorunda kalan Artur’un hayatını renklendirecek olan bir öğrencisi olmuştur. Steve’in babasının katili Artur,himayesine aldığı gelecek vaad eden bu öğrencisine bu işin püf noktalarını öğretmeye başlar. Steve ise içinde biriktirdiği intikamını bir gün almayı umut ederken şans eseri gerçeği öğrenir ve bunun sonucunda yaşanan ilginç olaylar yumağı aksiyonu yüksek bir film ile karşımıza çıkar…
Jason Statham sanki Tetikçi filmleri için doğmuş bir oyuncu; birbiri ardına benzer filmler çekmesine rağmen geniş bir hayran kitlesine ve bir o kadar da büyük başarılara sahip oldu. Cehennem Melekleri filmi ile aksiyon filmlerinin ustalarından bayrağı bir nevi almış olan Jason Statham. Filmde yine verilen görevleri çok güzel bir şekilde yerine getirdi; açılış sahnesinde yer alan havuz sahnesi gerçekten başarılı idi. ‘Yaptığım iş sağlam kafa gerektirir. ‘ ve ‘işini temiz bir şekilde yapmalısın.’ gibi mattolara sahip filmde en sevdiğim söz filmin de kurgusuna çok uygun olan şu cümle idi: ” Zafer hazırlığı sever. ” Aşırı iddaalı bir film değil belki de ama izlerken hele ki beklentiniz yoksa keyifle izleyeceğiniz bir film olacaktır.
Jason Statham hayranlarının kesinlikle izlemesi gereken bir film.
Ben Foster’in oyunculuğunu da izlemek için izlenilebilir; şapka başındayken 70 leri andıran bir yapıda olsa da ( belki de bu tarzı ile ilk filme bir saygı duruşu yapıyordur ha ne dersiniz? ) oyunu mükemmele yakındı. Gözleri yaşlı iken yanaklarını sıkmak isteyebilirsiniz.
Benim puanım 10 üzerinden 7,5
İyi seyirler.